İradesine tahammül edilemeyen, aldığı tüm darbelere rağmen tavrında ve kararında ısrar eden Kürt halkı Van’daki “seçim sonuçlarına” devletin yaptığı müdahaleye karşı ayakta! Bu tamamen meşru ve haklı bir direniştir. Sorun sadece bir belediye başkanının haksızca mağdur edilmesi ya da yerine “kayyım” atanması değildir. Burada sorun Kürt halkının ulusal kurtuluş iradesine karşı gösterilen tahammülsüzlüktür. Kuşkusuz bu yeni bir olgu değildir. Varlığını aynı zamanda bunun üzerine inşa etmiş bir devlet söz konusudur. Dolayısıyla Van’da halk sadece belediye başkanına değil, aynı zamanda ve esas olarak ulusal kurtuluş davasına sahip çıkmaktadır. Örgütlü ve kurtuluş umudunu kazanmış bir halkın iradesinin, darbeler vurulsa bile yıkılmayacağını Kürt halkı ortaya koymaktadır. Abdullah Zeydan’ın memnu haklarının elinden alınması bir devlet müdahalesidir. Daha önce tamamen keyfi olduğunu dönemin İçişleri Bakanı’nın itiraf ettiği kayyım atamaları gibi burada da yargı eliyle keyfi bir irade gaspı söz konusudur. Bu halka, halkın ulusal kurtuluş umuduna, halkın örgütlü ve bilinçli tavrına bir saldırıdır ve bundan sonrasına dair bir veridir. Kürt halkı durumun farkındadır ve ayaktadır. Bir kez daha vurgulamalıyız ki kalıcı olan seçimlerle kazanılan değil, örgütlü ve bilinçli bir halkla kazanılanlardır. Her kazanımın teminatı da örgütlü halktır. Kürt halkının örgütlenin ve ayağa kalkın çağrısı meşrudur ve tamamen haklıdır.
Kayyımlara Karşı Mücadeleyi Büyüt!
Ayağa Kalk, Örgütlen!
PARTİZAN