1 Mayıs tutsakları gönderdikleri mektupta “İktidarın kumdan kalelerini, plastikten barikatlarını emeğin bayrağını yükselterek yıkacağız.” dedi.
1 Mayıs’ta Saraçhane’deki polis barikatlarına yöneldikleri, İbrahim Kaypakkaya silüetli Partizan flamaları taşıdıkları, Taksim’e çıkmaya çalışırken gözaltına alınıp “İsrail’le ilişkileri kes” dedikleri için tutuklanan 1 Mayıs tutsakları ortak yazdıkları “Yaşasın 1 Mayıs! Ne Taksim’den Vazgeçeriz Ne De Direnmekten!” başlıklı mektupta şunları söyledi:
Bizler 1 Mayıs tutsakları olarak, başta Taksim Meydanı’na çıkan her sokakta direnen işçiler, kadınlar, üniversiteliler olmak üzere 1 Mayıs’ta emeğin bayrağını yükselten tüm sınıf dostlarına en içten selamlarımızı iletiyoruz. Bizler 1 Mayıs’ta Taksim Meydanı’na çıkmaya çalıştığımız için 5 Mayıs’tan bu yana hapishanede tutuklu bulunuyoruz.
MEYDANLAR HALKA KAPATILAMAZ!
Gezi direnişinden bu yana iktidarın kabuslarından çıkmayan Taksim Meydanı 2024 1 Mayısı’nda emekçilere kapatıldı. Taksim’in kapatılması meşru da değildir, hukuki de değildir. Taksim Meydanı’nın kapatılması gittikçe derinleşen ekonomik krizin faturasının emekçilere kesilmesinin en somut göstergesidir. IMF’yle uyumlu kemer sıkma politikalarının eş zamanlı uygulanması emekçilerin yoksulluğunu daha da artırıyor. 1 Mayıs için verilen yasak kararları, alınan önlemler, İstanbul’un yarısını kaplayan abluka, aynı zamanda iktidarın, emekçi kitlelerin gücünden, öfkesinden ve biriktirdiği isyan potansiyelinden duyduğu korkunun da ifadesidir. Bizleri itibari kendinden menkul yandaş medyasıyla hedef göstererek tutuklamalarının altında yatan da yine bu korkudur. Bizim tutukluluğumuz 1 Mayıs’ta barikatta patlayan emekçilerin öfkesi, toplumsal muhalefetin sönmeyeceğinin kanıtı olmuştur. İktidar yıllardır denediği bildik ezberi tekrar ediyor. Bizleri siyasi operasyonlarla kriminalize etmeye çalışıp gözdağı vermeye çalışıyor. Öte yandan da çoktandır kendisinin bile uymadığı yasallık sınırıyla kendi suretinde bir muhalefet yaratmak istiyor.
İktidarın öfkesi ve korkusunun bir yönü de 1 Mayıs günü bu sureti parçalayan direngen iradedir.
SARAYLAR SALTANATLAR ÇÖKER, KAN SUSAR BİR GÜN ZULÜM BİTER!
İliç’te hala işçiler toprağın altında; halk yoksullukta terbiye edilmek isteniyor. On binlerce can depremde enkazlarda ölüme terk edildi. Bu tabloya rağmen iktidar pervasızca 1 Mayıs’ı yasaklayabiliyor, siyasi ajandasını, yeni anayasayı tartışabiliyor. Saray ve şürekası milyonların doyacağı sofralarda tıkınırken, küçücük bedenleriyle çocuklar sınıflarda açlıktan bayılıyor. Taksim’e kurulan barikatlar işte bu düzen sürsün diye kuruluyor.
1 MAYIS RUHU DÖRT DUVARA SIĞMAZ!
Bizler buradan bir kez daha sesleniyoruz: Açlığa, sömürüye, bu köhne düzene isyan etmek meşrudur. İktidarın kumdan kalelerini, plastikten barikatlarını emeğin bayrağını yükselterek yıkacağız. Hapishaneden, evden, sokaktan, fabrikalardan, üniversitelerden daha güçlü Mayıslar için daha güçlü geleceğiz; sokakları, meydanları özgürleştireceğiz.
Yaşasın 1 Mayıs, Biji yek gulan!
1 Mayıs alanı Taksim Meydanı!
Meydanlar halka kapatılamaz!
1 Mayıs Tutsakları
*Bu mektup tutsak sayısı 48 iken yazılmıştır.