H. MERKEZİ: İngiltere’de yaklaşan seçimler ve gelişmelere ilişkin tarafımıza yollanan bu bildiriyi haber ve bilgi değeri olduğu için siz okuyucularımızla paylaşıyoruz.
8 Haziran günü Britanya genel seçimleri gerçekleştirilecek. Bu seçimler Brexit sonrası İngiliz burjuvazisi açısından, emperyalist – kapitalist burjuvazinin zedelenen dışlilerini onarmak, Britanya`da yaşayan çeşitli ulus ve milliyetlere mensup işçi ve emekçileri sömürü düzenine mahkum ederek, başta göçmen emekçiler olmak üzere İngiltere halklarına karşı tam kapsamlı sosyal, ekonomik ve demokratik hakların gasbını içeren bir saldırı serüveni başlatmaktır. Emperyalist saldırganlık, sömürü ve savaşın değişik tonlardaki aynı renkleri olan burjuva siyasal temsilciler, 8 Haziran ile birlikte dünyadaki emperyalist sömürü konseptine halkları ikna etmeye çalışmaktadır. Ne burjuvazinin geleneksel temsiliyeti olarak ifade edebileceğimiz “muhafazakar“ parti ne de emperyalist politikaların yeminli uygulayıcısı ve gerici burjuva kliğinin bir başka temsilcisi İşçi Partisi emperyalist – kapitalist sistemin dişlilerine ve sınırlarına dokunmaktadır. Onların tarihsel birliği çeşitli ulus ve milliyetlere mensup İngiltere İşçi ve emekçilerini daha fazla ezmeye, sömürmeye ve emperyalist politikaları kabul ettirmeye dönüktür.
Özellikle Britanya proleteryasının temsiliyetini taşıdığı iddiasındaki Burjuvazinin açık temsilcisi İşçi Partisi ezilen toplumsal kesimlere Sosyalist soslu söylemle şirin gözükme çabası üstü şekerle örtülmüş zehirdir. İşçi sınıfı ve ezilenler bu gerici partiye bu şekilde daha güçlü angaje edilmeye çalışılmaktadır. Devrimci ve ilerici güçler ezilenleri bu oyuna gelmemek üzere uyarmakla yükümlüdür. Benzer şekilde adı sosyalist olan ancak sosyalizmle uzaktan yakından ilgisi olmayan revizyonist partilere karşı tutum açık bir ideolojik-politik çizgiyle çekilmek zorundadır.
Proletarya ve ezilen dünya halklarının tarihsel birliği ve çıkarı ise bu emperyalist çarkı en etkin şekilde parçalayabilecek sınıf dinamiğini ve devrimci ihtilal ruhunu aramaktır. Burjuvazinin seçim zeminleri ve parlamento kürsüsünün kullanılması ancak bu tarihsel hedefe bağlandığında, onun bir politik karşılığı olduğunda anlam kazanmaktadır. Bugün İngiliz emperyalizminin burjuva temsilcilerinin Jeremy Corbyn ile birlikte, tonlanmış demokrasi ve sosyalizm soslu oyunuyla halkları emperyalist saldırganlık ve savaş kışkırtıcılığına taşıyıcı olarak sürüklemesi hedefi de bu gerçeğin bir parçasıdır.
8 Haziran seçimlerinde, işçi sınıfı ve emekçilerin seçim ve parlamento zemininden taktiksel olarak yararlanma olanak ve imkanları yoktur. Devrimci temelde işçi sınıfının politik örgütlülüğünün yoksunluğu gibi önemli bir sorunun yaşandığı siyasal iklimde seçimler gerçekleşmektedir.
Göçmen kitlelerinin hak ve taleplerine karşı ise esaslı çözümler geliştiren, sorunun esasına yoğunlaşmış politikalar ise neredeyse yok düzeyindedir. Bu bağlamda seçimlerde etkin olan ve desteklenecek ilerici bir partinin yoksunluğu işçi sınıfı, ezilenler ve göçmenler açısından Parlementoyu etkin kullanma zeminini ortadan kaldırmaktadır. Seçimleri örgütlenmenin zorunluluğu, İngiliz emperyalizminin ve burjuvazinin seçim yoluyla kendine meşruiyet katma yarışına karşı güçlü bir teşhir faaliyeti şeklinde ele almak andaki politik görev olarak önümüzde durmaktadır. Bu açıdan, 8 Haziran’da parlamentoyu ve seçimleri proletaryanın tarihsel çıkarlarına bağlı bir nitelikte kullanabilecek temelde oy kullanma zemini de oluşmamıştır.
İngiltere’de ki devrimci, demokratik güçlerin önündeki tarihsel görev yerli işçi/emekçiler ve göçmen emekçilerin politik iktidara kenetlenmiş ortak ruhunu aramaktır. Önümüzdeki süreci 8 Haziran sonrası, bu yaklaşımımızı benimseyen devrimci demokratik güçler ile birlikte şekillendirme, birlikte burjuvazinin emperyalist saldırganlık politikalarına karşı set oluşturma, işçi ve emekçilerin emperyalist – kapitalist burjuvaziye karşı seçimleri kullanarak ulaşma ve gericiliğe karşı tutum alma hedefine kilitleyerek örelim.
Emperyalist politikalara karşı dur, burjuva gericiliğini teşhir et!
İNGİLTERE PARTİZAN OKURLARI