H.Merkezi:OHAL koşullarında gerçekleştirilmeye çalışılan festival birçok anlamda kitlelerde hayal kırıklığı yaratacak bir seyirde başladı. Festival öncesi devrimci-demokrat kurumlarla yapılan toplantılarda alanın polisler tarafından kontrolü konusunda gerekli eleştiriler yapıldı. Buna rağmen tertip komitesinin aldığı kararlar gereği her alanda polisin hakimiyeti ön plana çıktı.
İnsanların polis araması ile konser alanına girmesi kitlelere bir IŞİD saldırısı bahanesi ile halkın “devlet koruması” altında tutulduğu mesajı servis edildi.Oysa ki halkın önceki IŞİD saldırılarından kaynaklı hali hazırda var olan devlete güvensizlikten kaynaklı festivale katılım oldukça düşük oldu. Bu zaten beklenen bir durumdu. 2011 yılından bu yana her festival öncesi kitleleri ürkütmek için öne sürülen “saldırı gerçekleşebilir”, “canlı bombalar yakalandı” haberlerinin sonucu olarak karşımıza çıktı. Devlet her festival öncesi emeği simgeleyen Evvel Temmuz Festivali’ne katılımı asgariye indirmek için aba altından IŞİD’i gösteriyor. Doğal olarak git gide içi boşaltılan nicelik ve niteliksel değeri düşürülen bir festival sürecinden geçiyoruz. Devrimcilerin düzenlediği festivalden çok devletin organize ettiği bir konser etkinliği izleniminin ortaya çıkması ayrıca değerlendirilmesi gereken bir durumdur. Bu noktada bize düşen görev festivalin örgütlenmesinde aktif rol alıp , çalışmalara uzun bir süre öncesinden başlayıp, ev ziyaretlerine yoğunlaşmak, halkın hali hazırda devlete olan güvensizliğini devrimcilere güven meselesine kanalize etmektir. Bunun dışında tutsak ailelerin standımızı sahiplenmesi, Devrimci Partinin pankartının polisler tarafından yırtılmasından sonra örülen devrimci dayanışma ise festivale yönelik olumlu olarak nitelendirilecek birkaç gelişmeydi.