H.Merkezi: Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın KHK ile atıldıkları işlerine geri dönebilmek için başlattıkları açlık grevi direnişi sürerken yayınımıza mektup gönderen Tekirdağ 1 No’lu F Tipi Hapishanesinden TKP/ML dava tutsakları Nuriye ve Semih için 5 günlük açlık grevi gerçekleştirdiklerini belirttiler. Tutsakların 21-25 Haziran tarihlerinde yaptıkları açlık grevi hapishane idaresinin mektupları geç ulaştırması nedeniyle elimize geç ulaşmıştır. Tutsakların açıklaması şöyle:
“Nuriye Gülmen ve Semih Özakça haksız bir şekilde atıldıkları işlerine geri dönebilmek için 100 günü aşkındır açlık grevindeler. Bu haklı mücadeleyi engellemek amaçlı saldırılar iki kamu emekçisinin tutuklanmasına kadar vardı. Ama zindanlarında bir direniş mercii olduğunu ihmal edenlere Nuriye Gülmen ve Semih Özakça haklı taleplerinden vazgeçmeyeceklerini direnişi zindanda da sürdürerek gösterdiler. “ diyen tutsaklar OHAL ile birlikte artan baskı ve sömürü politikalarına değinerek şöyle dediler:
OHAL ile kimin çıkarlarının gözetildiği ortaya çıkmıştır
“Halkımız önceden beri ama özelde de OHAL ile şiddetli bir baskı, zulüm ve sömürü altındadır. OHAL’İN sermayenin önünü açtığını, işçilerin grev vb. haklarını engellediğini söyleyen Erdoğan kimlerin çıkarını gözettiğini açıkça göstermiştir. İşçiler, köylüler, emekçiler OHAL’in amacını artık anlamış olmalıdırlar. OHAL’i “terör örgütlerine karşı” uyguladıklarını söyleyenler, greve çıkan işçileri hak arayan emekçileri fikir ve örgütlenme özgürlüklerini savunanları terörist ilan etmiş durumdadırlar. Devletin hak karşıtı faşist karakteri bütün çıplaklığı ile AKP tarafından sergilenmektedir. Egemen sınıfların devletini onların çıkarına yönetmek ve korumakla görevlendirilmiş AKP devletin bütün araçlarıyla halka saldırmaktadır. Buna karşı halkımız da Nuriye Gülmen ve Semih Özakça gibi, hakları için direnen işçiler, zeyinliklerini-yaylalarını korumaya çalışan köylüler gibi, iradelerini özgürleştirmek isteyen Kürt ulusu ve eşitlik için mücadele eden kadınlar gibi direnmektedir. Zindanlardaki direnişin, hak alma mücadelesinin bir parçası olduğuna inanıyoruz” dediler. Tutsaklar hapishanelerde yaşanan hak gasplarına ve özelde yürürlüğe konulan baskı, sindirme politikalarına dair ise şunları ifade ettiler:
“Hapishanelerde de tutsaklar aynı içerikteki saldırılarla karşı karşıyalar. Ziyaret, telefon, mektup, yayın, sosyal faaliyet, tedavi savunma, havalandırma gibi pek çok hakkın gaspı adil yargılanma hakkı ve eşitlik ilkesinin siyasi tutsaklar aleyhine ihlali; tutsakların sürekli gözetimini amaçlayan kamera uygulaması, parmak izi, tek hücreli ringlerle sevklerin işkenceye dönüştürülmesi, psikolojik ve fiziki saldırılarla tutsaklar üzerindeki baskı artmakta, tecrit-tretman pekiştirilmektedir. Bütün bu saldırılar bir zulüm ve sömürü aygıtı olmaktan ibaret devletin bekası içindir.”Terörle mücadele” aldatmacası egemen sınıfların halkımıza karşı işledikleri suçları gizlemek içindir. İşçiler, köylüler, emekçiler hakları için mücadele etmeye mecburdurlar. İşleri ellerinden alınanlar Nuriye Gülmen ve Semih Özakça gibi direnmelidirler. Hak mücadelesi ezilenlerin kaçınılmaz ve yadsınamaz zorunluluğudur.” Diye TKP/ML dava tutsakları Nuriye ve Semih’in haklı direnişlerini destekleyip sahiplendiklerini söyleyerek 5 günlük açlık grevi yaptıklarını ifade ettiler.