H.Merkezi:Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi, tek tip elbise saldırsı ile ilgili Galatasaray Lisesi önünde açıklama yaptı. Eylemde “Tek tip elbise dayatmasına izin vermeyeceğiz” pankartı ile “Tek tipe hayır”, “Tecrit öldürür dayanışma yaşatır” dövizleri taşındı.
Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi dönem sözcüsü Ziya Karagül, 15 Temmuz sonrası hapishanelerin toplama kampı haline getirilmek istendiğini belirterek, devrimci tutsakların kazanımlarının gasp edilmeye çalışıldığını vurguladı.
Hapishanelerde yaşanan hak ihlallerine ve insanlık dışı uygulamalara dikkat çeken Karagül şöyle konuştu.
“3 kişilik hücrelerde 10 yada daha fazla tutsak konuluyor, yaşamsal malzemeler ellerinden alınıyor, temizlik materyallerinin bile toplandığı bazı pervasızlıklar kitap ve yayanın yasaklarıyla birleşiyor. Görüş hakları keyfi nedenlerle ellerinden alınıyor. Hasta tutsaklar için bırakalım hastaneye, cezaevi revirine çıkmak bile sayısız dayatmayla işkenceye dönüştürülüyor” dedi.
Hapishanelerdeki yeni infaz sisteminin resmi olmayan kontra bir keyfilikle karakterize olduğunu belirten Karagül, tek tip elbise saldırısıyla bu keyfiliğin pekiştirilmek istendiğini söyledi.
Erdoğan’ın ağzından çıkan sözle yasaların getirildiği rejimle karşı karşıya olduklarını söyleyen Karagül, “Tek tip elbise saldırısı, kendi başına zindanlara dönük bir saldırı değildir. Bu hoyratlık, bu kendini kaybetme hali aslıda ve özünde tüm bir topluma dönüktür. Toplum cezaevlerinden verilen mesajla teslim alınmak, yeni devletin-rejimin-toplumun kalıplarına sokulmak ve tek tip bir itaatkarlar sürüsüne dönüştürülmek isteniyor” dedi.
Hapishanelerde ki tutsakların saldırı ve dayatmalara karşı can pahasına direneceklerini söyleyen Karagül, “Nasıl ki, 12 Eylül’de mahkemelere don-atlet çıktılar, işkencelere ve ölüm hücrelerine rağmen fiili direnişlerle baş eğmedilerse bugün de onlar bu geleneği geliştirerek karşı duracaklardır” diye konuştu.
Tutsakların direnişlerinin bedellerinin ağır olmamasının dışarıya bağlı olduğuna dikkat çeken Karagül şöyle konuştu: “Onlar direnecek. Bu direnişin bedellerinin ağır olmamasıysa bize bağlı, tüm bir toplumun kendisine giydirilmek istenen itaat gömleğini yırtıp atacak bir duruşu sergilemesine bağlı. Bizler bu bilinç ve kararlılıkla onların sesi, soluğu ve dışarıdaki gövdeleri olmak için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Çocuklarımızın, kardeşlerimizin, sevdiklerimizin hepimize yapılmış bu saldırıda tek başına direnen ‘kahramanlar’ olarak kalmalarına izin vermeyeceğiz. Toplumsal hücrelerin bir avuç ‘kahramanın’ direnişleriyle yıkılmayacağını bilerek, bu saldırıya karşı geniş bir toplumsal tepki örgütlemek için canla başla çalışacağız. Tüm duyarlı toplumsal kesimleri sadece zindanlara değil, tüm bir topluma dayatılan tek tipleşmeye karşı tutum almaya, bulunduğu her yerde ve her biçimle barikat örmeye davet ediyoruz.”
Eylem, “Tek tip elbiseye hayır”, “Devrimci tutsaklar onurumuzdur”, “Tecrit öldürür dayanışma yaşatır” sloganlarıyla sona erdi.