Proletarya Partisi, yönetici rolünü ancak kitlelere öcülük ve örgütlenme ile ilgili sorunlarının çözümlemesiyle oynayabilir. Örgütleme bilimi alanındaki temel sorunların çözümü Proletarya Partisi’nin görevidir. Örgütlemenin temel bir bilim dalı olduğu kavranarak, bu bilinç ışığında sınıf savaşımında ortaya çıkan politik ve örgütsel sorunlar çözüme kavuşur. Bu öğreti, sınıf bilinçli proleterler tarafından kavranmak ve bilince çıkarılmak zorundadır. Bilimin temel yasaları ve ilkeleri bütünlüklü kavrandığı oranda müdahale, değiştirme ve dönüştürme gücü yüksek düzeyde örgütlenir. Bu bilimin bütünlüklü kavranışı devrim ve parti bilincini de geliştirir ve sınıf savaşımının karmaşık koşullarında ortaya çıkan sorunları çözer. Bugün devrim bilincinin zayıf ve yetersiz olduğu alan örgütlenme sorunudur. Bugün, süreğen tarzda temel yönelime uygun olarak bilinçli ve yoğun çabanın örgütlenmesi devrim bilincinin örgütlenmesine bağlıdır. Bu bilincin örgütlenmesinde karşımıza çıkan en büyük engel küçük burjuva düşünce ve anlayışlardır.
Örgütleme sorunlarını çözmek, örgütsel düzeni yaratmak için, ideolojik düzeni sağlamak gerekir. Devrimin temel sorunlarına doğru bir bakış açısı kazandırmak gerekir. Güçlü bir ideolojik-politik bakış açısına sahip olmadan küçük burjuva ideolojisine, küçük burjuvazinin parti-kitle-savaş çizgisine karşı mücadele yürütülemez. Bu mücadele bilinçli ve eğitici tarzda süreğen hale getirilmek zorundadır. Mücadele ve eğitimin doğru bir temelde örgütlenmesi başarılmadan küçük burjuva ideolojisi etkisiz hale getirilip, alt edilemez.
Emperyalist-kapitalist sistemin ideolojik-psikolojik saldırıları Türk hakim sınıflarının baskı ve aldatma politikaları ve uygulama mekanizmaları açığa çıkarılıp, toplum ve kişi üzerinde, yarattığı etki ve bunun üzerinde örgütlenmek isteyen örgüt ve örgütlü bireyin nitelikleri kapsamlı ve bütünlüklü değerlendirilmelidir. Bu değerlendirme ışığında, sürecin yarattığı, şekillendirdiği toplum ve birey özellikleri tanınmaya başlanır ve bunun sonucu örgütleme adımları gerçeklik kazanır. Bu süreç, gerilikle ilerinin, olumluluk ile olumsuzlukların, onlarca ilişki ve çatışkının birlikte iç içe yürüdüğü bir süreçtir.
Devrimci hamlenin güçlü ve etkili örgütlenemediği süreçlerde küçük burjuvazinin bilinç ve duruşunda yaşadığı istikrarsızlık daha sık ortaya çıkma zemini bulur ve sınıf karakterli geri ve bencil özellikleri kendisini daha açık ve belirgin şekilde ifade eder. Ve bu özelliklerini daha sık bir şekilde sürece dayatmaya başlar. Sürece Proletarya Partisi’ne kararsızlık ve oportünizm ruhunu, moral bozukluğunu güvensizlik ruhunu getirip yaşatmaya çalışır. İdeolojik kaynaklı yaşadığı politik örgütsel ve pratik sorunlarını, geri ve tutucu yanlarını daha rahat ortaya koymaya başlar ve bu süreçte istikrarsızlığın, geçimsizliğin başlıca kaynağı durumuna gelir. “Bütün ülkelerde, onlarca yıllık tarihsel deneyimin gösterdiği gibi, küçük burjuvazi tereddüt eder ve sallanır, bir gün proletaryanın ardından yürür ertesi gün devrimin zorluklarından korkuya kapılarak işçilerin ilk yenilgisinde ya da yarı-yenilgisinde paniğe kapılır, aklını kaybeder, sağa sola atılır ağlamaklı olur, bir kamptan ötekine koşar.” Lenin.
Küçük burjuvazinin istikrarsız ekonomik durumu, ideolojik ve örgütsel yaşam alanına yansır. Küçük burjuvazinin bu duruşu ve tutumu partinin mücadele ve savaş gücünü azalttığı gibi, irade ve hareket birliğini, devrim yürüyüşünü de zayıflatır. Moral ve motivasyon gücünü daraltır. Bundandır ki Proletarya Partisi maddi birliğini yani iç birliğini güçlendirmek savaş ve mücadele gücünü artırmak için bir yandan ideolojik-teorik-örgütsel eğitime önem verirken diğer yandan, her türden küçük burjuva anlayışa karşı mücadeleyi daha kararlı daha bilinçli, dikkatli bir tarzda yürütür. Unutulmamalıdır ki küçük burjuva
ideoloji ile proletarya ideolojisi arasında kalın ve kesin bir hat çekilip, sabırlı bir şekilde eğitim ve mücadele örgütlenemezse küçük burjuva ideolojisi alt edilemez. Küçük burjuvazi kendi ideolojisini, örgüt ve kitle anlayışını her zaman parti içinde egemen kılmaya çalışır. Unutulmamalıdır ki Proletarya Partisi ideolojik saflığını ve örgütsel birliğini artırarak, güçlenir.
Emperyalist-kapitalist sistemin saldırılarını artırdığı, komprador-feodal sistemin baskı ve kuşatma gücünü sıklaştırdığı dönemlerde, devrimci bilinç yeterince güçlü karşı koyuşu örgütleyemezse bireycilik, bencillik, kendi postuna sarılma fazlasıyla yaşanır. Bu dönemlerde proletarya davası uğruna sonsuz fedakarlık, devrimci ruh daha fazla ortaya çıkarılıp örgütlenmesi gerekir. Bu gerçekliğin örgütlenip ortaya çıkarılması için devrim yasalarının bilgisiyle en ileri devrimci teoriyle silahlanarak, ideolojik donanım artırılır ve karşı koyuş örgütlenir.
İdeolojik kırılmaların, savrulmaların yaşandığı süreçte dikkat ve önem verilmesi gereken bir konu da örgütsel işleyiş ve kuralların doğru tarzda uygulanmasına, daha fazla önem verilmeli, dikkat ve özen gösterilmelidir. Günlük pratik çalışmaların örgütlenmesinde demokratik davranmaya daha fazla özen gösterilmelidir. Bu kavranmak zorundadır. Parti içi yaşamda demokratik merkeziyetçilik ilkesinin tam olarak uygulanmasına, eleştiri-özeleştirinin tam olarak geliştirilmesine, devrimci sorumlulukların daha fazla dikkatle yerine getirilmesine ihtiyaç vardır. Bu ihtiyaçlar ideolojik savrulmanın ve yaşanan kırılmanın engellenmesine, ideolojik saflığın ve sağlamlığın yaratılmasına hizmet eder.
Kırılma ve savrulmanın yaşandığı, ilkelerin esnediği, kuralların zayıfladığı süreçte herkes proleter adaleti aramaya başlar. Bulunamayan “adalet”, kırılma ve savrulmayı, bunun sonucu ortaya çıkan kopuşları kolaylaştırır. Oysa aranıp bulunamayan “parti adaleti” Proletarya Partisi’nin devrim perspektifidir. Onun devrim idealleridir, onun ilke ve kurallar bütünü olan örgütsel işleyişidir. Bu temel üzerinde yükselen hareket ve yürüyüş tarzıdır. Partili düşünme, partili çalışma, partili duruş ve yürüyüş, MLM ilkeler ve kurallar üzerinde yükselen örgütlenme, gerçek anlamda proleter adalet anlayışını yaratabilir. MLM temel ilkeler bütününden ve onun yasalarından sapan her küçük adım esnetilen her bir ilke ve kurallar “partinin adaletini” de aratır.
Esnetilen ilkeler ve zayıflayan kurallar sonucu daha fazla yaşanan kırılma sürecinde “her fleyi mazur gösteren, herkesi uzlaştıran, olayları saptayan ve iş işten geçtikten sonra bunları açıklamaya kalkışan ve olayları saptadıktan sonra görevini tamamlanmış kabul eden” vb. oportünist tutum, çözüm gücü olamaz. Sadece saptayan, belirleyen “ben demiştim” tutumları, saptamacı ve belirlemeci, oportünist bir tutumdur. Oportünistlerle MLM’ler arasında en belirgin tutum farklılığı, biri “saptayıp belirlerken” diğerinin değiştirme ve dönüştürme pratiğini örgütlemesidir. Duygu ve düşüncelerin sadece ifade edilmesiyle yetinen saptamacı ve belirlemeci tarz sürecin öznesi ve sahibi olamaz. Eğer öyle olsaydı II. Enternasyonal oportünistleri sürecin çözüm gücü olurdu. Bilinir ki onlar sürecin hainleri olarak proleter devrim tarihine geçti.
Ancak sınıf bilinçli proleterler ideolojik kırılma ve savrulmaya barikat olabilir. Bugün manevi ve siyasal saygınlığa devrimci otorite ve güç olmaya daha “az” ancak “öz”lü olmak pahasına da olsa yaşamsal ihtiyaç vardır. Sınıf ve parti bilincinin güçlenmesiyle, kitlelerle güçlü politik bağların yaratılmasıyla manevi ve siyasal saygınlık kazanılır, devrimci otorite ve güç olunur. Sınıf düşmanları karşısında kararlı güçlü duruş örgütlenir.
Proletarya Partisi’nin ilke ve kurallarının uygulanmasıyla, doğru ve sistemli çalışma tarzının oturtulmasıyla işçi sınıfının geniş emekçi yığınlarının örgütlenmesi ve yönetilmesi başarılır. Bundandır ki ilke ve kurallara sıkı sıkı sarılmaya, düzenli ve sistemli bir devrimci çalışma tarzına ihtiyaç var; bu çalışma tarzı oturtulmadan çalışan ve yürüyen bir aygıt yaratılması düşünülemez. Kitleleri devrimci bir tarzda örgütlemenin güçlü adımı MLM ilke ve kurallara güçlü sarılmakla ve partili yürüyüşte sebat durarak atılır.