H.Merkezi:Bir Yeni Demokrat Gençlik (YDG) okuru tarafından kaleme alınan “Yaşamın her anında var olan ve yaşamı var eden gençlik, faşizmin hedefindeki gençlik!” başlıklı yazıyı aynen yayımlıyoruz.
“Yaşamın her anında var olan ve yaşamı var eden gençlik,
faşizmin hedefindeki gençlik!
Yakın zamanda başlayacak olan eğitim hayatımızdaki değişim maskesiz bir şekilde karşımıza çıkmış ve biz gençliğe meydan okumaktadır. Üniversitelerden ihraç edilen demokrat akademisyenlerin eksikliğini her geçen gün daha çok hissetmekteyiz. Üniversiteler bilim, kültür ve sanatın yuvası halinden çıkmış ve bir değiştirme – dönüştürme, sistemin çarklarına olabildiğince insan yetiştirme yuvası haline gelmiştir. Bilimsel metotları terk eden sistem, dogmatik ve aslı olmayan hikayeleri karşımıza ders olarak koymuş ve bu dersler aracılığı ile gençliği sorgulamayan ve eleştirmeyen birer makine haline dönüştürmeyi amaç edinmiştir. Üniversite, lise, ortaokul ve ilköğretime kadar müfredatlar değiştirilmiş, faşist iktidarının birer propaganda aracı haline getirilmiştir. Endüstri meslek liselerinde staj adı altında emek sömürüsü artmış, ortaokul ve ilköğretimlerde dinsel ögeler tamamıyla eğitime hakim olmuş, üniversitelerde baskıcı politikalar genç kitleyi itaat ettirmeye çalışmıştır. Sanat, bilim ve her türden ilerici eğitim konuları iktidar tarafından yasaklanmıştır. Yasaklanmayan tek konu ise iktidar yanlısı, onu öven ve yücelten konular kalmıştır. Gençliği dar bir kutuya hapis etmeye çalışan bu sistem ancak gençliğin o kutuyu yırtıp atmasıyla çökertilecektir.
Emekçi, işçi gençlik ardımızda bıraktığımız yaz aylarında harçlığını kazanmak için sömürülmüş ve iş cinayetlerinde hayatını kaybetmişlerdir. Yaz aylarında çalışarak, okul harçlığını, dershane parasını kazanmak isteyen birçok genç iş kazası denilerek aslında katledilmiştir. Gençlerin bu zor durumundan kendisine pay çıkaran iş verenler ceplerini doldurmuş ve yaşantılarına devam etmiştir.
Ama artık yeter!
Tarih, genç kitlelerin eserleriyle doludur. Ve genç kitleler tarihin seyrini belirleyen en dinamik kesimlerdendir. Tarihin seyrini değiştirecek kuvvet genç kitlenin mayasında saklıdır ve ancak pratikler bu kuvveti ortaya çıkaracaktır.
Biz gençler,
Nuriye ve Semih’in öğrencileriyiz! Sistemin dayattığı kişi olmak zorunda değiliz ve olmayacağız. Üniversiteler gençliğin mücadele alanlarıdır, gidecek olan varsa faşist devletin baskıcı sistemidir. Yıllardır olduğu gibi yine amfilerde kampüslerde halk gençliğin sesleri yankılanacaktır.
Bu vesileyle sistemin baskısı altında ezilen tüm gençler ve öğrenciler 17 Eylül’de Kartal’da saf almalıdır. Sloganları daha gür, yumrukları daha sıkılı olmalıdır o gün. 17 Eylül, sistemin öğrencisi-gençliği ve emekçisi olmadığımızı göstermenin bir aracıdır.
Çünkü bizler haklıyız. Biz anadili savunmakta haklıyız! Biz gericiliğe karşı verdiğimiz mücadelemizde haklıyız! Çünkü biz asimilasyona uğratamadıkları gençleriz. Buradaydık, buradayız ve her zaman burada olacağız, faşizmin karşısında, gericiliğin karşısında, asimilasyonun karşısında.
Bizleri geleceksizleştirmelere karşı kendi geleceğimizi kuracağız. Bizim geleceğimizde onlara yer yoktur!
17 Eylül Pazar günü, sesimizi yükseltmek, isyanımızı yaymak için hep birlikte Kartal’da olalım.
Bir YDG Okuru “