H.Merkezi: 33 düş yolcusunun yaşamını yitirdiği Suruç katliamı davasının 3. duruşması bugün görüldü. Urfa’nın Hilvan ilçesindeki hapishanede, Urfa 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan duruşmaya geçtiğimiz günlerde tutuklanan ailelerin avukatlarından Özlem Gümüştaş ve Sezin Uçar ile katliamda yaşamını yitiren Hatice Ezgi Sadet’in ablası Özgen Sadet, katliam tanıkları Havva Cuştan ve Mazlum Demirtaş katılamadı.
Duruşmada önce baronun görevlendirmesiyle sanık avukatı olarak gelen ve savunma yapmayacaklarını belirten avukatlar, daha sonra “vicdani olarak duruşmada bulunmayı doğru bulmuyoruz” diyerek dosyadan çekildi.
Ardından müştekiler söz aldı. Müştekilerin tamamı sanığın duruşmaya getirilmemesine tepki göstererek, sanık gelmeden ifade vermeyeceklerini söyledi.
33 Düş yolcusunun düşlerini yarım bırakmayacağız
Suruç Aileleri İnisiyatifi’nden Yalçın Demir, duruşma salonunda 33 düş yolcusunun isimlerini ve doğum tarihlerini okudu. Ardından “düş yolcularını saygı ve özlemle anıyorum. Şikayetçi değilim hesap soracağım, soracağız. Ve biz kazanacağız” dedi.
ESP doğrudan hedef, Neden müdahil değil?
Müştekilerin ardından müdahillik talepleri dile getirildi. HDP, Diyarbakır Barosu, Antep Barosu, ESP, SGDF ve BEKSAV adına avukatlar müdahillik talebinde bulundu. Av. Can Tombul, sanığın bilgisayarında çıkan belgede ESP’nin doğrudan hedef gösterildiğini belirterek, “Hangi gerekçe ile Ezilenlerin Sosyalist Partisi’nin katılma talebi reddedilmiştir” dedi. Tombul, emniyette bulunan mağdurlara ait eşyaların ailelere teslim edilmesini talep etti.
Müdahillik başvurularına ilişkin söz alan Av. Senem Doğanoğlu da heyetin sadece yaralananların müdahillik talebini kabul etmesini eleştirdi. Doğanoğlu, insanların fiziksel yara almasa da ruhsal ızdırap çektiklerini belirterek, “İddianamede ismi yok diye müvekkillerin katılma talepleri reddedilmiştir. İddianamede ismin olmaması insanların mağdur olmadığını belirlemez. Sadece iddianamenin ne kadar eksik olduğunu gösterir. Hiçbir CMK hükmü mağdur sayabilmek için fiziksel yaralanma şartı aramaz. Ruhsal yaralanmayı fiziksel yaralanmadan daha önemsiz gören heyetinizdir. Dosyada hesap sorma yönünden irade koyan herkesin katılma talebini kabul etmeniz gerekir” dedi.
Tarafsızlık konusunda şüphe duyuyoruz
Av. Nuray Özdoğan ise heyetin sanığa “duruşmada mı hapishanede mi ifade vermek istiyorsun” diye sormasını eleştirdi. Özdoğan, “Sanık susma hakkını kullanabilir, ifade verebilir ancak nerede ifade vereceğini seçme hakkı yoktur. Bunu mahkeme belirler. Sanığa böyle bir soru sormanız tarafsızlığınız konusunda bizde şüphe yaratmıştır” dedi.
Savcı yine SEGBİS istedi
Savcı, Şengül Büyükçelebi ile Şeyhmus Sarı’nın tanık olarak dinlenmesini ve sanığın bir sonraki duruşmada yine SEBGİS ile bağlanmasını talep etti. Duruşmaya ara verildi.
Aileler duruşma heyetinin hiçbir taleplerini kabul etmemeleri üzerine mahkeme solonunu terk ederek dışarı çıktı. Dışarı çıkan aileler burada bir açıklama yapmak istedi ancak jandarma izin vermedi. Jandarma komutanı, aileleri “konuşmaya başladığınız an müdahale ederiz” diye tehdit etti. Hapishane önüne TOMA, Kobra ve Akrep adlı zırhlı araçlar ile Jandarma Özel Harekat (JÖH) ve Polis Özel Harekat (PÖH) getirildi.
Bekleyiş sürüyor.