“EFRİN İŞGALİNE KARŞI, SAVAŞI VE DİRENİŞ’İ YÜKSELT!
Türk, Kürt Uluslarından ve çeşitli milliyetlerden Halkımıza;
Faşist Diktatörlük pespaye şovenist ve Kürt düşmanı politikasını yeni bir aşamaya taşıdı. T.Kürdistanı’nda gerçekleştirdiği Kürt katliamına dayalı savaşı, artık sınırlarının ötesi olan Rojava’ya yönelik işgalle birlikte uygulamaya koydu. Faşist diktatörlük, OHAL ile, KHK’lar ile, demokratik hak ve kazanımların yok edilmesiyle, muhalif kesimlerin sindirilmesiyle, Tek Tip Elbise uygulaması ile, devrimci ve komünistlere yönelik imha operasyonları ve tutuklamalarla savaş ve işgal politikasını uygulayacak zemini uzun bir süre boyunca örgütlemiştir.
Efrin 19 Ocak 2018 itibariyle Faşist diktatörlüğün işgal girişimi altındadır.
Efrin, Kürt Özgürlük Mücadelesinin bu işgal girişimi süresince şah damarıdır. Burada faşizmin elde edeceği her başarı başta Kürt ulusunun özgürlüğünün kan kaybetmesi olacaktır. Faşizmin bu savaşta elde edeceği her başarı, Kürt, Arap, Ermeni, Süryani, Ezidi, Türkmen halklarının ve tüm bölgedeki ezilen ulus ve halkların kaybı olacaktır.
Efrin, emperyalist güçlerin ve bölgesel gerici-faşist devletlerin sofrasında ki meze haline getirilmeye çalışılmaktadır. Bu gerici güçlerin her türlü oyununun, hilesinin, gerici hesaplarının, paylaşım çıkarlarının Kürt ulusunun özgürlük hakkı üzerinde gerçekleştirilmeye çalışıldığı bir alçaklık ve pespayelik söz konusudur.
Efrin, dönemsel olarak hak ve özgürlüklerin, tarihsel haklılığın, her türlü gericiliğe karşı direnişin atar damarı durumundadır.
Efrin, haklı ve haksız olanın savaşımında bir turnosoldur. Bir kez daha gerici savaş ve işgal meselesinde ezilenler reformizm ve sosyal-şovenizmin ihaneti ile yüz yüzedir. Her kim Kürt ulusunun haklılığına gölge düşürecek politik yaklaşım içinde olursa o tarihsel ve politik olarak gericilik damgasını yemeyi hak edecektir. Kürtleri emperyalizmle işbirliği içinde göstermeye çalışan her yaklaşım Faşist işgale ve şovenizme ideolojik olarak kan taşıma rolü üstlenecektir. Bu yaklaşım, Haklı olan Kürt ulusu ile haksız olan Faşist diktatörlük saflaşmasını muğlaklaştırmak olacaktır. Bu faşist diktatörlük karşısında politik çürüme ve yenilgi bayrağını çekmek demektir. Türk, Kürt ve Çeşitli milliyetlerden Türkiye halkı bu reformist ve ihanetçi sosyal-şovenizmi elinin tersiyle itmeli, Kürt ulusunun haklı savaşımında Faşist diktatörlüğe karşı kesin ve kararlı bir savaşım içinde olmalıdır.
Efrin, katliamdan geçiren çocuklar, kadınlar ve mazlum halk kitleleri demektir.
Bu savaş ve işgal; çeşitli ulus ve milliyetlerden Türkiye halkının çıkarına olmadığı gibi, Türk ulusuna mensup halkında çıkarına olamayacaktır, olamaz. Bu halka düşman olan, gerici, faşist Türk şovenizminin savaşıdır.
Bu savaş ve işgal; Komprador kapitalist ve büyük toprak ağalarının dolan kasaları, şişirilen sermayeleri ve güçlenen sömürü çarkları içindir.
Bu savaş ve işgal; faşist diktatörlüğün ezilen halk yığınları üzerindeki baskıcı, zalim ve gerici politik iktidarın baki kalması içindir.
Bu savaş ve işgal; her türlü ekonomik, siyasi, akademik hak taleplerinin yok sayılması, bastırılması demektir.
Bu savaş ve işgal; savaş ekonomisi ile emperyalist rantçı sermayenin ve onların uşaklarının palazlanması demektir.
Bu savaş ve işgale son verilmesi için, faşizmin bu savaşı kaybetmesi ve işgalinin hezimete uğraması için başta işçi sınıfı ve halkımız, tüm devrimci ve ilerici güçler en az faşizm kadar faşizme karşı pervasız ve cüretli olmak zorundadır, bu bir görevdir ve tarihsel sorumluluktur.
Bu savaş ve işgale karşı, Türk, Kürt uluslarından ve çeşitli milliyetlerden halkımızın meydanları, sokakları fethetmesi ve bu gerici dalgayı ve saldırganlığı alt etmesi zorunludur.
Bu savaş ve işgale karşı, dünyanın her köşesinde uluslararası demokratik ve devrimci dayanışmayı geliştirmek, özellikle tüm Avrupa’da göçmen Türkiyeli ve T.Kürdistanlı emekçilerin dayanışmayı en ileri düzeyde eylemsellikle kamuoyuna taşıması ve seferber olması anın en önemli politik görevidir.
Bunun yanında işçi sınıfının ve tüm halkımızın, komünist güçlerin ve devrimcilerin diş ile tırnak ile, taş ile sopa ile, Molotof ile silah ile direniş hattı kurması, faşist diktatörlüğün tüm kurumlarına, kolluk güçlerine ve savaş aygıtı gibi çalışan tüm ideolojik-politik kurumlarına yönelerek işgal ve saldırganlık karşıtı bir mücadeleyi yükseltmeye çağırıyoruz. Tüm güçler bu eksende odaklanmalı, kavgaya girmeli ve düşmana yönelmelidir.
EFRİN, ROJAVA FAŞİZME MEZAR OLACAK!
KAHROLSUN İŞGALCİ FAŞİST DİKTATÖRLÜK!
BİJİ BERXWEDANA EFRİN’E!
YAŞASIN PARTİMİZ TKP/ML, ÖNDERLİĞİNDEKİ TİKKO, TMLGB!
TKP/ML-MK
TÜRKİYE KOMÜNİST PARTİSİ/MARKSİST-LENİNİST – MERKEZ KOMİTESİ
21 OCAK 2018 “