H.MERKEZİ: Dersim Aliboğazı’nda ölümsüzleşen 12’ler Avrupa’da anılmaya başlandı. 12 Mayıs Cuma akşamı Avusturya’nın Innsbruck şehrinde düzenlenen anmada “12’lerin cüreti savaşta ısrar, geleceği kazanmanın, partiye kenetlenmenin ve yürümenin adıdır” şiarı ile yapıldı.
Anma sırasında Rojava’da ölümsüzleşen DKP (Devrimci Komünarlar Partisi) komutanı Ulaş Bayraktaroğlu ve faşist Türk devletinin emekçi mahallelerine düzenlediği operasyonlarda yargısız infaz ettiği Sıla Albay’ın da adları sayılarak katılımcılar bir dakikalık saygı duruşuna çağrıldı.
Saygı duruşu ardından Partizan adına yapılan konuşmada “Partimizin halk savaşını süreklileştirme ve önderliği kurumsallaştırma şiarına yanıt vermiş, “herkes taşın altına sadece tırnağını koysa bu mücadele yükselir” dendiği bir süreçte seve seve kendini ortaya koymuş, her türden kariyer ve gelecek endişesine sırtını çevirerek kendine ve halka özgür bir yarın inşa etmek için halk savaşına katılmış 12 yoldaşımız 24-28 Kasım 2016 tarihinde Dersim Aliboğazı’nda düşmanla girdiği çatışmada ölümsüzleşmiştir” denildi.
Devamında AKP darbesinden sonra gerillalara yönelik imha hareketlerine dikkat çekilerek bundan kaynaklı resmi bir açıklamanın gecikmesinden bahsedildi. Açıklamada Proleterya Partisi’nin içinden geçtiği sürece de yer verilerek “Bu kayıpları yaşadığımız bugün, bizler açısından da ağır geçen günlerdir. Bir taraftan AKP darbesi ve faşist Türkiye egemenlerine karşı halk savaşının şehir ve kır örgütlenmesi görevi ile uğraşırken bir taraftan Türkiye’de son derece kısıtlanmış demokratik mücadele alanı için kendi meşruluğuna dayanan yarı-legal çalışmaları örgütlemekteyiz. Bir taraftan düşmanla savaşırken bir taraftan merkezi Avrupa’da olan yurtdışı hizibi ve onun manüplasyonları ile boğuşmaktayız. Sefagül Keskin yoldaşın değişi ile “Herkes işine baksın” söylemi artık bizler açısından bu süreçte şiarlaşmıştır. Her militanın öncelikli görevinin halk savaşını süreklileştirmek ve kendi alanında bunu inşa etmek olduğu bilinci ile “Partiye Kenetlen, Halk Savaşına Yüklen” dönemsel şiarımız haline gelmiştir” dendi.
Açıklamanın sonunda 12’lere ilişkin “Hayatlarında gösterdikleri mücadelede ısrarcılık, kavrayışta derinleşme, araştırma ve incelemelerde yoğunlaşma, savaşa göre şekillenme, mütevazilik, anti-komfortist yaklaşımları, kendi konumlanışlarını değil dünyayı değiştirme cesaretleri bizlere miras kalmıştır. TKP/ML önderliğinde verdikleri Halk Savaşı bizlere miras kalmıştır” denerek “Onların deneyimleri ve cesaretlerinin ışığı ile bu mirası yükselteceğimizi, ölenlerimizin hesabını her durumda ve zamanda soracağımızı buradan da ilan ederiz” denerek açıklama bitirildi.
Anma devamında kültürel etkinlik ve söylenen Partizan türküleri ile devam etmiştir. Ayrıca anmada Yetiş Yalnız’ın söylediği “Vurulur Vali” türküsü eşliğinde 12’lerin resimlerinden oluşan bir dia gösterisi gösterildi.
ZÜRİH: Vartinik’ten Alıboğazı’na, Sürüyor Sürecek Devrim Mücadelemiz
12 Mayıs Cuma Zürih’de Zürih Gençlik ve Kültür Evi’nde Partizan’ın çağrısı ile yapılan anma DKP’nin Zürih’teki örgütlülüğü ile ortaklaştırıldı. Saygı duruşu ile başlayan anmada Partizan adına yapılan açıklamada “Vartinik’ten Aliboğazı’na sürüyor, sürecek devrim mücadelemiz” diye başlanılırken devamında “Cesaret, kararlılık ve inanç; mücadelenin başarıya ulaşmasının temel anahtarlarındandır. Tarih boyunca yaşanan bütün başarıların altında yatan bu diyalektik gerçekliktir. Tarih bir kez daha bugün, kararlı, inançlı ve cesaretli yürüyenlerin başarılarına şahitlik etmektedir. Koşulların ve dönemin elverişsiz etmenlerini ayaklarımıza pranga yapmadan, devrimci ve kararlılığımızı yitirmeden, asla geriye dönüp bakmadan, hep ileriye, devrime ve geleceğe yönelmeliyiz„ denildi.
DKP İsviçre örgütlülüğü adına yapılan açıklamada Ulaş Bayraktaroğlu’nun sadece komutan olması değil, aynı zamanda kendinde barındırdığı niteliklere de dikkat çekilerek yaşam pratiğinin hepimize örnek olması gerektiği ve onun en zor koşullarda, en zor görevleri üstlenmekten asla geri durmadığı vurgulandı. Aliboğazı şehitleri ve direnişlerine de değinilen açıklama, “Yaşasın Devrimci Dayanışma”, “Şehit Namırın” sloganlarıyla son buldu.
Ayrıca etkinliğe yollanan PŞTA (Partizan Şehit ve Tutsak Aileleri) mesajında “Bizler evlatlarımızın bedenlerini bozulmasın diye buzdolaplarında saklayan nesilleriz, ne aciz saldırılarınız evlatlarımızı ve düşüncelerini savunmaktan alı koyabilir bizi, ne de baskılarınız. Aliboğazı’nda 12 bıçak saplandı yüreğimize, yaralarımızı ailelerimizle beraber saracağız ve evlatlarımızın meşalelerle aydınlattığı yoldan ilerlemekten asla imtina etmeyeceğiz” denildi.
Anma etkinliğinde daha sonra sırasıyla MLKP Kürdistan ve MLKP Rojava, TKP/ML Rojava Komutanlığı, MKP, DKP, YDG ve SYKP adına açıklamalar yapıldı.
Vorarlberg Eyaletinde Partizan’lardan Anma:
13 Mayıs Cumartesi günü, benzer içerikle bir anma programı Vorarlberg eyaletindeki Partizan örgütlülüğünce düzenlendi. Dornbirn şehrinde düzenlenen ve saat 16’da başlayan anmada Sıla Albay ve Ulaş Bayraktaroğlu’nun adları da 12’lerin adlarıyla birlikte okunarak onların şahsında kitle tüm devrim ve komünizm şehitleri için bir dakikalık saygı duruşuna çağrıldı.
Kısa bir sunumun ardından bölgedeki Partizan örgütlülüğü adına açıklama yapıldı. Yapılan açıklamada “Türk ve Kürt ulusu ve de çeşitli azınlık mensubu halkımız; / Bugüne kadar partimiz TKP/ML’ye ve onun halk ordusu TİKKO ve TMLGB’ye desteğini eksik etmemiş, emeğini ve ekmeğini paylaşmış göçmen halkımız” diye katılımcılara hitapla başlanılarak 12’lerin 80 ve 90 kuşağından olmasına, yaşananların bilgisinin kamuoyuna geç yansımasına ve bu durumda AKP darbesi ve Türkiye egemenlerinin tüm Türkiye Kürdistanı bölgelerinde gerillaya karşı başlattığı imha operasyonlarına özellikle dikkat çekildi.
Türkiye’deki İbrahim Kaypakkaya’nın ardıllarının bugün hangi görevleri yerine getirdiğine kısaca değinen açıklamada “Her militanın öncelikli görevinin halk savaşını süreklileştirmek ve kendi alanında bunu inşa etmek olduğu bilinci ile “Partiye Kenetlen, Halk Savaşına Yüklen” dönemsel şiarımız haline gelmiştir” dendi.
“Umutsuzluk söylemlerinin hakim kılınmak istendiği, kitle kuyrukçuluğunun tek çalışma metodu olarak gösterilmek istendiği bir süreçte yoldaşlarımız tarihsel zorun ve savaşın devrimci mücadelede kaçınılmaz olduğunu, herkesin bulunduğu yerde işini yapması durumunda devrimci durumun daha da gelişeceğini göstermiştir” diye devam eden açıklamada “Yoldaşlarımızın şehadeti bize bugün bu mücadelenin amir-memurların değil, emekçi ve devrimin amelesi olanların sırtında yükseldiğini, savaşa sadece emeğimizi değil irademizi de katmamız gerektiğini göstermiştir” dendi.
Ardı sıra türküler okunan açıklamadan sonra Yetiş Yalnız’ın gerilladayken yoldaşlarına yazdığı bir mektuptan alıntılar oradaki yoldaşları tarafından okundu. Gerilla mücadelesi sırasında halk savaşının gerçekliğini daha da derinlemesine görme ve kavrama ayrıcalığını edindiğini yazan Yalnız, aynı zamanda Dersim’de faşist TC askeri güçlerine karşı bir çok eylemlerinin olduğunu ancak bunların az bir kısmının basına yansıdığını belirtmiş. Devam eden mektubunda burada gerillanın savaş-kır ve tabiat diyalektiğini daha da anlamlandırdığını belirtirken tüm yoldaşlarını mücadeleye daha sıkı sarılmaya ve bulunulan her yerde onu derinleştirmeye çağırmış.
Mektubun okunmasının ardından katılan siyasetlere ve kişilere mesajlarını taşımaları için söz hakkı verildi. Anmanın sonunda Avusturya TKP/ML taraftarları adına yapılan açıklamada TKP/ML’nin bugün halk savaşını büyütme iddiası olduğu, egemenlerin saldırılarına rağmen bu mevzuda İbrahim Kaypakkaya’dan alınan mirasın devam ettirildiği söylendi. Kaypakkaya’nın TKP/ML’yi bir avuç insanla kurduğu açıklanırken, bugün anılan 12’lerin gerilla savaşını süreklileştirme çağrısı ile gerillaya katılan ve göçük sonucu ölümsüzleşen Sefagül Keskin ve 4 kadın gerillanın şehadetini bir çağrı olarak görüp gerillaya katılanlar olduğunu söyledi. Aynı zamanda TKP/ML’nin hayatı boyunca birçok sorun ve sıkıntıyla uğraştığını, birçok kez düşmandan darbeler yediğini de belirten açıklamada “Bugünde birileri TKP/ML’yi ve onun bağlı olduğu 72 manifestosunu deforme etmeye çalıştığını, Kaypakkaya’nın sistematik düşüncelerini “yenilikçilik” adına boğulmak istendiğini, Parti’nin raylarından çıkarılmak istendiğini, sol bir maske ile tasfiye edilmek istendiğini görüyoruz. Bizler İbrahim Yoldaşın ardıllarıyız. Bu Parti Kaypakkaya’nın fikirlerindeki derinliği kavradığı, Marksizm-Leninizm ve Maoizm’e bağlılığını koruduğu sürece asla raylarından çıkmayacaktır. Bu yoldaşların hepsi onlardan önce şehit düşen yoldaşlarımızın ölümlerini bir görev çağrısı olarak gördü, onların ölümsüzleşmesini bir çağrı olarak gören onlarcası da bugün mücadeleye katılıyor” dendi.
Avusturya TKP/ML taraftarları adına yapılan açıklamanın ardından anma son buldu.