Antakya’dan Partizan ve YDG okurları, 22 Ocak’ta Samandağ’da yaşanan polis baskını ve gözaltı saldırısına dair açıklama yaptı. Partizan ve YDG okurları gözaltı saldırısına ve Antakya’da devam eden polis baskısına dair şunlar ifade edildi:
“Tarihten bugüne egemenler işçi sınıfının ideolojisini benimseyip mücadele yürütenlere en gaddar metotları kullanarak saldırmışlardır. Ülkemizin yarı-feodal, yarı-sömürge sosyo ekonomik yapısından kaynaklı en ufak bir hak arama mücadelesi bin bir engelleme ve saldırıyla bastırılmaya çalışılmaktadır. Bu kapsamda saldırının merkezine kitleler arasında sınıf bilinci en ileri kesim olan devrimciler-komünistler oturtulmaktadır. Devrimcilere, demokratlara, ilericilere saldırarak sindirme ve bunun üzerinden halkın geriye kalan kesimleri de korkutularak kontrol altında tutulmaya çalışılmaktadır. Kaldı ki ülkemizde derinleşen kriz, hayat pahalılığı, ardı arkası kesilmeyen zamlar halk içerisindeki homurdanmaları ve tepkileri arttırmış bu da egemenlerin korkularına ve saldırganlıklarına ivme kazandırmıştır.
Son süreçte Samandağ’da devrim mücadelesinde şehit düşmüş yoldaşlarımıza adanmış türkülerin söylendiği müzik etkinliğine faşist müdahale de bununla ilişkilidir. Faşizmin müzik etkinliği için bile olsa insanların bir araya gelmesine tahammülü yoktur. Zaten her türlü örgütlülüğü yok etmeye programlanmış, halkın örgütsüzlüğüyle bu çürük düzeni ayakta tutabilenlerden başka bir tutum da beklenemezdi. Samandağ’da Partizan ve YDG okurlarına yoğunlaştırılan saldırılar aslında bir bütün örgütlü mücadeleye, ötekilere, emekçi halkımıza yönelik saldırılardır. Bu saldırılar bizi ne dün ne bu gün yıldırmadı, bundan sonra da yıldıramayacaktır. Hatta onlar saldırdıkça biz daha da güçlü bir şekilde ayağa kalkıp mücadelemizin kapsamını genişletmeye çalışacağız.
NE OLMUŞTU?
Müzik etkinliğimizin gerçekleştiği mekân, yüze yakın çevik kuvvet, buna eşlik eden “terörle mücadele” polisleri ve hatta trafik polisleriyle beraber basıldı. Arama ve gözaltı izinlerini göstermeden saldırıya geçip yoldaşlarımızı darp ettiler. Yoldaşlarımız yerlerde sürüklenmiş ve elleri kırılmak istenircesine bir tarzla ters kelepçeyle gözaltına alınmıştır. Yakın mesafeden gözaltı aracına biber gazı sıkılmıştır. Elleri kolları bağlıyken yoldaşlarımızın saçları yolunmuştur. 13 yaşındaki bir yoldaşımız yüzü duvara dönük bir şekilde çevrilerek zorla üstü aranmıştır. Yüzüne dirsek darbeleri alan yoldaşlarımız yaralanmış ve bazı yoldaşlarımızın kıyafetleri parçalanmıştır. Arama adı altında etkinlik için getirilen yiyecekler bile parçalanmıştır. Mekâna ait pencere silikonları sökülerek, avizeler parçalanarak mekâna da maddi zarar vermişlerdir. Müzik aletlerimiz yerlere fırlatılmış ve hasar görmüştür. Yoldaşlarımızın direnmesi sonucu saldırının şiddetini de artırmışlardır. 1 saate yakın gerçekleşen bu saldırı ve direniş sonucunda 30 yoldaşımızın 10 saat süren gözaltı süreci başlamıştır. Yoldaşlarımız gözaltındayken saatlerce soğukta, ayakta bekletilmiştir. Çocuklarını almak için gelen ailelere “Çocuğunuz örgüt toplantısında yakalandı, her şey onun üstüne kaldı” denilerek ailelere psikolojik baskı uygulanmıştır.
Gözaltı sürecinde de sözlü şiddet ve tacizler devam etmiştir. Yoldaşlarımızın avukat arama hakları gasp edilip bu konuda ısrarcı olan yoldaşlarımız nezarete atılmakla tehdit edilmiştir. Tuvalete giden yoldaşlarımız kapının üstünden dikizlenerek taciz edilmiştir.
Gözaltına alındıktan sonra sağlık raporu almak için hastaneye götürülen yoldaşlarımız da birçok hukuksuzlukla karşılaşmıştır. Muayene odasına polisler girerek doktorlar üzerinde psikolojik baskı uygulamış ve buna karşı çıkan yoldaşlarımız üzerindeki baskı arttırılmıştır. Nitekim bu baskılar altında doktorlar çoğu rapora darp izlerine rağmen “darp izine rastlanılmadı” ibaresini yazmışlardır. 4 yoldaşımız 1 gün nezarette tutulduktan sonra savcılığa oradan da tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilmiştir. Bu süre zarfında halk, mahkeme önünde toplanarak yoldaşlarımıza sahip çıkmıştır. Ayrıca okurlarımızın ailelerine hedef gösterdikleri yoldaşların telefon numaraları verilmiş ve aileler arasında çatışma yaratılmaya çalışılmıştır. Bu süreçte bazı yoldaşlarımız aranarak tehdit edilmiştir.
Bu olaylardan bir gün sonra da 1 Partizan okuru sosyal medya paylaşımları bahane edilerek jandarma karakolunda gözaltında tutulduktan sonra savcılığa çıkarılmıştır. Yoldaşlarımızı tutuklayabilmek ve mücadelemizi zayıflatmak için her yola başvurmaktadırlar.
Son olarak devrimcileri ve devrimci mücadeleyi sindirmeye çalışanlara cevabımız daha özverili, güçlü ve örgütlü mücadele olacaktır. Ve halkımızla beraber bütün bu saldırıları geri püskürtüp her seferinde mücadelemizi bir adım daha ileriye taşıyacağız.”