Dersim: TC’nin Dersim’in Han köyü yakınlarında başlattığı bombalı saldırılar, köyün içerisine devam ediyor. Günlerdir ağır bombardıman ve askeri operasyonların sürdüğü Nazimiye İlçesi uzun tarla (Han) Köyü’nde yaşayan halk kâbus dolu günlerini anlatıyor.
Han Köyü halkı, köylerinde yaşayan insanların çoğunlukla yaşlı ve sağlık sorunları yaşayan insanlar olduğunu, köylerinde mutlu ve huzurlu bir yaşam istediklerini, operasyonların sonlandırılmasını, can güvenliklerinin sağlanmasını istiyor.
Bombardımanların devam ettiği Han köyünde minibüsçülük yaparak geçimini sağlayan Ercan Güneş katledilmişti. Şimdi de iki kişi nedeni açıklanmadan gözaltına alındı. Köylerinde can güvenlikleri olmadığı için, Pülümür İlçesi Kırmızıköprü’ye giden köy halkı yaşadıklarını anlatırken hala korku dolu anlar yaşıyor.
“Burada yaşayanların çoğu hasta ve büyük şehirlerde durumları yok”
Yaşam alanlarının bombalarla talan edildiğine işaret eden köy halkından Hıdır Arıcı, “4 gün evvel buralara bomba atıldı şu gördüğünüz ağaçlar bomba sonucu taranarak yandı. Kobralar, heronlar tarafından malzemelerimiz vardı hepsi tarandı… Hepsi yanmış daha yeni gelebildik, görüyorsunuz kovanların halini, bombalama sonucu hepsi devrilmiş. Mumlar ve ballar erimiş durumdalar. Ne yapacağımızı bilemiyoruz, tedirginiz” diyor.
Köyün ilk bombalandığı anı anlatan Ali Taş ise “Ansızın heronla bir füze geldi, büyük bir patlama oldu. Ne oldu bizde anlayamadık. Başladılar sağımızı, solumuzu bombalamaya… Gece saat 01.00, 02.00’ye kadar sürdü. 7 yaşında çocuk vardı yanımızda, korkudan bayıldı. Burada yaşayanlar hepsi korku içerisindeydi. Biz burada yerleşiğiz, 12 senedir buradayız. 90’larda boşaltılmış, yakılmıştı. Köyümüze yıllar önce yeniden döndük. Bundan bütün devlet yetkililerinin, valiliğin hep haberi var. Valiliğe başvurmuşuz dilekçelerimiz var. Muhtar her ay bilgi veriyor. Burada bu kadar insan var ve burada yaşıyorlar. Bize diyorlar ki, ‘siz teröristleri besliyorsunuz’. Burada yaşayanların çoğu hasta ve büyük şehirlerde durumları yok. Bizim can güvenliğimiz sağlansın. Biz köylülerin kimseye bir zararı yok. Biz her zaman barış, kardeşlik istiyoruz. Ölümlere üzülüyoruz. Kim olursa olsun bu şekilde bakıyoruz” şeklinde anlatıyor yaşadıklarını.
“Köylüler devlet tarafından hiç ikaz edilmeden bombalandı”
İstanbul’dan köyüne gelen ve köyünün neden bombalandığına yanıt arayan Mercan Arduç adlı kadın da, “Söylenecek bir şey yok. Şimdi bir şey konuşsan da olmuyor, ağzını tutsan da olmuyor. Üstümüze yağmur gibi kurşunlar yağdı, bombalar atıldı. Ne oldu, ne bitti biz anlayamadık. Biz köyümüze geldik, ana baba vatanıdır dedik. Geldik bir anda böyle bir şeyin içerisinde bulduk kendimizi. Biz güven içinde yaşamak istiyoruz. Yolumuza engel olunmasın, rahat bir hayat istiyoruz. Neden her tarafımıza kurşunlar yağıyor? Biz ne yaptık köyümüzde huzurluyuz burada yaşamak istiyoruz” diyerek sitem ediyor.
Gülsüm Sarıcı 2009 yılında köylerine geri döndüklerini, rahat şekilde yaşadıklarını ancak operasyonların başlamasıyla panik ve korkuyla yaşadıklarını söylüyor. Mezarlıklara gidemediklerini, doğal ortamda evlerinin çevresi dışında bir yere gidemediklerini anlatarak şunları söylüyor: “Korkudan ormanın içine 10 metre dahi giremiyoruz. Hep korkuyla yaşıyoruz. Köylüler devlet tarafından hiç ikaz edilmeden bombalandı. Görüyorsunuz arılarımız gitmiş. İnsanlar kaçarken kapılarını bile kapatmadan gitmişler. Korku içindeyiz… Bizler valilikten, kaymakamlıktan, komutandan can güvenliğimizi istiyoruz.”