H.Merkezi:Kırmızı karanfillerle barışı simgeleyen beyaz tülbentin ve karanfillerin bırakıldığı “Failler belli kayıplar nerede” yazılı pankartın açıldığı eylemde, kayıpların fotoğraflarının bulunduğu dövizler taşındı. Oturma eylemine HDK Eş Sözcüsü Onur Hamzaoğlu, oyuncu Yusuf Çetin ve çok sayıda kişi katıldı.
Bu hafta 1994’te Batman’da maskeli 4 kişi tarafından yol gösterilmek üzere götürülen ve bir daha kendilerinden haber alınamayan 50 yaşındaki İbrahim Çelik ile şüphelenerek babasının peşinden giden 19 yaşındaki Edip Çelik’in akıbeti soruldu.
“Önce Nuriye ve Semih için adalet”
23 Şubat 1995’te gözaltında kaybedilen Murat Yıldız’ın annesi Hanife Yıldız, “Gittiğim her yerde adaletsizlikle karşılaşıyorum” dedi. 23 gündür süren Adalet Yürüyüşü’ne değinen Yıldız, “Nuriye ve Semih 122 gündür açlık grevindeler. Önce onlar için adalet. 22 yıldır adalet istiyoruz. Adalet buraya gelmediği sürece adalet olmaz. Adalet Maltepe ile sınırlı kalmamalıdır” dedi.
İHD İstanbul Şube Başkanı Avukat Gülseren Yoleri de, gözaltına alınan insan hakları savunucularına değindi. “İktidar elinde hiç bir şey olmayınca asılsız gerekçelerle saldırmak istiyor” diyen Yoleri, kapatılan kurumlara değinerek, “Bu süreçte biz insan hakları savunucuları rapor hazırladığımız için bugün gözaltına alınıyoruz. İnsan hakları mücadelesi sürecek. İktidar İnsan hakları mücadelesini durdurmayacak ve insan hakları savunucularını susturamayacak” diye konuştu.
1994’te gözaltında kaybedilen İbrahim Çelik’ın kızı Feryal Çelik konuşamadığından kaynaklı yazdığı mektup okundu. Babası ile kardeşinin gözaltından kaybedilme sürecini anlatan Çelik, “Kürt olduğumuz için kaybedildiler. Kürt olmak suç mu? 23 yıl geçti hiç bir şey ortaya çıkartılmıyor. Annem hasta eşini ve oğlunun akıbetini sordu. Sonra ben; şimdi de çocuklarım dedelerinin akıbetini soruyor. Üç kuşaktır adalet arayışımız sürüyor daha ne kadar sürecek bu adaletsizlik” dedi.
“Herkes için hak ve özgürlük, herkes için adalet!”
Bu haftanın açıklamasını Cumartesi İnsanlarından Beyza Üstün yaptı. İşlerine geri dönme talebi ile 122 gündür açlık grevinde olan akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça’nın durumuna değinen Üstün, “Nuriye ve Semih’e yaşatılan zalimane ve insanlık dışı muameleye derhal son verilmesini, koşulsuz serbest bırakılmalarını ve işlerine geri dönmelerinin sağlanmasını istiyoruz” dedi.
5 Temmuz’da gözaltına alınan insan hakları savunucularının serbest bırakılmasını isteyen Üstün, insan haklarını savunmanın suç olmadığını suç olanın hukuki dayanaktan yoksun olarak insanların özgürlüklerini elinden almak olduğunu söyledi. Üstün, bu süreçte yaşananların; hukuksuzlukların ve adaletsizliklerin dönemi olarak tarihe geçeceğini kaydetti. Yapılan haksızlık ve adaletsizliğin kime yapıldığının önemi olmadığını ifade eden Üstün, karanlığı aşmak için “Herkes için hak ve özgürlük, herkes için adalet!” demek gerektiğini belirtti.
Batman’ın 90’lı yıllarda özel harp stratejisi temelinde faaliyet gösteren Hizbullah’ın merkezi halinde olduğunu dile getiren Üstün, “Devletle bağlantısı TBMM Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu Raporu’nda da geçen Hizbullah, çok sayıda Batmanlıyı gündüz vakti herkesin gözü önünde infaz etti. Evlerinden aldıkları insanları, kendilerine tahsis edilmiş işkence köylerinde vahşi yöntemlerle sorgulayıp katletti, kaybetti” dedi. İbrahim Çelik’in Batman’ın Soğuksu mezrasında yaşadığını ve Çelik’in tarımla uğraştığını sözlerine ekleyen Üstün, 10 Temmuz 1994 gecesi maskeli ve silahlı 4 kişinin, Çelik’i yer göstermek bahanesiyle evinden alarak yanlarında götürdüklerini söyledi.
Çelik’in 19 yaşındaki oğlu Edip Çelik’in de babasını yalnız bırakmamak için peşlerinden gittiğini kaydeden Üstün, baba ve oğuldan haber alamayan ailenin jandarma ve emniyete başvurduğunu olayla ilgili Hizbullahçı Talat Rüzgâr, Aziz Önlük, İlhan Önlük, Resul Güneş ve Çetin Dursun isimli kişiler hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu ifade etti. Baba ve oğul için yapılan başvurunun sonuçsuz kaldığını dile getiren Üstün, İbrahim ve Edip Çelik’ten bir daha haber alınamadığını kaydetti.
Üstün son olarak, Çelik ailesinin “Bizi mezarsızlığa mahkûm edenlerden davacıyız! Kayıplarımızı istiyoruz! Adalet istiyoruz!” talebinin 23 yıldır karşılıksız bırakıldığını belirterek, “İbrahim ve Edip Çelik Nerede?” diye sordu.