Dersim Partizan 31 Mart Yerel Seçimleri’iyle ilgili bir açıklama yaptı. “Dersim’de Faşist Partilere Oy Yok! Devrimci-Demokratik Güçlerin Ortak Mücadelesini Yükseltelim!” başlıklı açıklamayı olduğu gibi yayımlıyoruz.
“31 Mart yerel seçimleri yaklaşırken Dersim özgülünde yaşanan tartışmalar gündemde önemli bir yer tutmaya devam ediyor. Dersim yerel seçimlerine dair farklı açıklamalar yapıldı ve çokça şey yazıldı. Tartışmalar ağırlıkla adaylıklara ve siyasi kurumların karşılıklı tutumlarına dair gerçekleşti. Bugüne kadar sorunun kaynağına ve neden çözülemediğine dair yeterli bir açıklık getirilemedi. Sorun daha en başta yanlış yerden ele alındığı içindir ki Dersim yerel seçimlerine dair tartışmalar, faşizm karşısında devrimci-demokratik güçleri ve halkı birleştirmeye değil ayrıştırmaya hizmet eden bir noktaya geldi. Bu olumsuz tablonun oluşmasında kuşkusuz kimi siyasi kurumların seçimlere ve adaylıklara endeksli tutumlarının belirleyici bir yeri vardır. Bu tutum ve tartışmalara yer vermeden önce ülkede yerel seçimlerin nasıl bir politik iklimde gerçekleştiğini, özelde Dersim’deki yerel seçimlerin nasıl bir içerik kazandığını ortaya koymak daha doğru olacaktır. Soruna bakış açısındaki farklılıkları ortaya çıkarmak bakımından da bu nesnel gerçekleri ifade etmek yerindedir.
Önümüzdeki yerel seçimler faşizmin başta devrimci-demokratik güçler olmak üzere tüm halk güçlerine saldırılarının yoğunlaştığı, bu güçlerin her alanda tasfiye edilmeye ve sistem içine çekilmeye çalışıldığı bir dönemde gerçekleşmektedir. Partizan’ın yerel seçimlere dair açıklamasında da belirttiği gibi bu yerel seçimleri genel seçim havasına sokan nesnel koşullar, hakim sınıfların ve başta AKP-MHP ittifakı olmak üzere, onların temsilcisi faşist düzen partilerinin izlediği siyasetle ilgilidir. Bir bütün olarak devrimci-demokratik güçlere ve özelde Kürt ulusal mücadelesine karşı yoğunlaşan saldırılar, gerçekleşecek olan seçime de özgün anlamlar yüklemektedir. Bu özgünlük en başta faşizme karşı mücadelenin güçlendirilmesinde, devrimci-demokratik güçlerin ortak mücadele ve direniş hattının geliştirilmesinde ve yerel seçim sürecinin bu mücadelede bir araç olarak değerlendirilmesinde anlam bulmaktadır. Aksi her yaklaşım seçimlerin ülkemizde taşıdığı -uzun bir süredir daha da belirginleşen- sistem içi işlevi kavramamak, seçilmişlerin tutuklanması ve kayyım politikalarıyla apaçık ortaya konan faşist kuşatmaya gözlerini kapatmak anlamına gelmektedir. Faşist iktidarın halen kayyım tehditleri savurduğu koşullarda, mücadele ve direniş eksenine dayandırılmayan her seçim tartışması, genel veya yerel olsun ülkemizde seçimlerin misyonuna dair hatalı yaklaşımları barındırmakta, reformist ve sistem içi politik çizgilere kaynaklık etmektedir. Dersim yerel seçimlerine dair tartışmalarda da bu hatalı yaklaşımları ve politik çizgi sorunlarını görmek fazlasıyla mümkündür.
DERSİM’E DÖNÜK FİZİKİ, İDEOLOJİK VE KÜLTÜREL SALDIRILAR
Dersim dünden bugüne devrimci ve komünist mücadelenin önemli mevzilerinden biridir. Faşist düzen partileri dahil tüm devlet güçlerinin hedefi Dersim’in bu niteliğini tasfiye etmektir. Devletin, İçişleri Bakanı başta olmak üzere en yetkili ağızlardan ifade ettiği gibi faşizmin öncelikli hedefi Dersim’de sosyal ve ulusal kurtuluş mücadelelerinin tasfiyesidir. Bu hedef doğrultusunda komünistlere, Kürt Ulusal Hareketi’ne ve bir bütün olarak devrimci hareketlere karşı yoğun imha ve tutuklama saldırıları gerçekleştirilmiş, söz konusu hareketlerin fiziki tasfiyesi amaçlanmıştır. Geçtiğimiz yakın süreçte komünistler, devrimci-demokratik güçler ve halktan yüzlerce, binlerce kişi tutuklanmış, soruşturmalara tabi tutulmuş ve yine bir o kadarının Dersim’den ‘göçü’ sağlanmıştır. Dersim’de faşizme karşı mücadele odaklarının fiziki olarak zayıflatılmasına ve kayyım politikasına paralel sadece fiziki saldırılar değil Dersim’in devrimci yapısına ve niteliğine dönük ideolojik ve kültürel saldırılar da yoğunlaşmıştır. Dersim köyleri ve şehirleri ile birlikte büyük bir karakola dönüştürülürken Dersim’in ulusal ve inançsal kimliğine dönük saldırılar da yoğunlaştırılmış, caddelere, parklara, köprülere vb. verilen isimlerle faşist iktidar şovenist, inkarcı ve imhacı yaklaşımını boyutlandırmıştır.
Dersim’de bu saldırılar ortadan kalkmış değildir ve seçimler sonrasında da ortadan kalkmayacaktır. Dolayısıyla devrimci-demokratik güçlerin ve tüm halk güçlerinin Dersim’i ve gerçekleşecek yerel seçimleri tartışırken en başta bu gerçeği görmesi, buna göre politik hattını ve konumlanışını belirlemesi doğru olandı. Dersim herhangi bir coğrafya değildir; faşizme karşı mücadelenin en çıplak haliyle yürüdüğü bir savaş coğrafyasıdır. Bu gerçeği unutarak ya da bu gerçeğin dışında konumlanarak yürütülen her tartışma, yerel seçimler veya yönetimler kapsamında dahi olsa Dersim’in, Dersim halkının ve Dersim’deki devrimci mücadelenin yararına değildir. Komünistlere ve tüm devrimci-demokratik güçlere düşen görev, öncelikle faşizmin saldırılarına set oluşturmak, bu yönde mücadele ve direnişi örgütlemek, tüm halk güçlerinin birlikteliğini sağlamak için çaba sarf etmektir. Bu doğru tutum konusunda her siyasi kurum belli bir çerçeve çizmiş ve kendi politik hedeflerini ortaya koymuş olsa da özellikle seçimlere ve adaylıklara endekslenen pratik tutumlar bu esas göreve baskın gelmiştir. Dersim’de halkın ve faşizme karşı devrimci mücadelenin çıkarları gölgede kalmış, düşmanını sevindiren bir tablo ortaya çıkmıştır. Seçimlere biçilen abartılı misyon, bu eksende siyasi çizgileri tartışan bir ideolojik mücadeleye değil seçimleri kazanıp kazanmamaya odaklanan grupsal çıkarların mücadelesine dönüştürülmektedir. Devrimci-demokratik güçlerin bir seçim üzerinden bu kadar kıyamet koparması ne düzeyde bir ideolojik sorun yaşandığına işaret etmektedir.
DERSİM YEREL SEÇİM TARTIŞMALARINA DAİR…
Dersim’de yerel seçimlere dair söz konusu tartışmalar, HDP ve SMF arasında yürütülen ‘ittifak görüşmelerinin’ olumsuz sonuçlanması ardından alevlenmiştir. Bilindiği gibi söz konusu siyasi kurumlar Dersim merkez Eş Başkan adayı/adayları -daha özelde resmi başkan- konusu başta olmak üzere adaylıklarda anlaşamamış ve seçimlere farklı adaylarla girecekleri ortaya çıkmıştır. Öncesinde ve ilerleyen süreçte SMF kimi aday adaylarını ve devamında adaylarını açıklamış; HDP içerisinde de adaylık ve önseçim süreçleri işletilmiştir.
Partizan, seçimlere yönelik genel tavrını netleştirmesinin ardından öncelikle Dersim yerel seçimleri özgülünde ortaya çıkan bu tabloyu gündemine almış ve her iki kurumla da -karşılıklı talepler vesilesiyle- belli görüşmeler gerçekleştirmiştir. Bu görüşmeler öncelikle bilgilenme, yukarıda belirttiğimiz politik beklenti ve eleştirilerin ortaya konması temelinde gerçekleşmiş ve ardından SMF ve HDP dahil olmak üzere Dersim yerel seçimleri özgülünde devrimci-demokratik güçlerin ortaklaştırılması amacına odaklanmıştır.
Her iki dost kuruma yönelik eleştirilerimizde belirttiğimiz gibi, en başta, HDP ve SMF arasında ittifak ve adaylıklara dair yürütülen görüşmeler hatalıdır. Bu görüşmelerin olumlu veya olumsuz sonuçlanmasından bağımsız olarak şu söylenmelidir ki her iki siyasi kurum da Dersim’de var olan siyasi tablonun bir ihtiyaç olarak dayattığı; tüm devrimci-demokratik güçlerin ortaklaşmasına dönük bir pratik hat izlememiş, öncelikle kendi aralarında anlaşmayı tercih etmiştir. HDP ve SMF, diğer siyasi kurumları ve demokratik güçleri ‘görmezden gelerek’ kendi arasında ittifak görüşmeleri yapmış, bu görüşmelere en başından itibaren doğru bir biçim kazandırmamıştır. Yöntemin hatalı oluşu sonucu da etkilemiş ve söz konusu ayrışma ve olumsuz tartışmaların zeminini güçlendirmiştir. Yöntem ve bakış açısı hatalıdır, çünkü; iki kurum arasındaki görüşmeler olumlu sonuçlanmış olsaydı dahi Dersim özgülünde halkı ve devrimci-demokratik güçleri kapsayan doğru bir yöntem işletilmiş olmayacaktı. Kuşkusuz yadsıdığımız bu yanlış tarzın sonucunda dahi gerçekleşmiş olsa HDP ve SMF’nin de içerisinde yer alacağı, Dersim’de devrimci-demokratik güçlerin yerel seçimlere dönük ortaklaşması esasta tercih edeceğimiz olumlu bir tablonun oluşmasını sağlayabilecekti.
DOĞRU POLİTİKA DOĞRU YÖNTEMİ ZORUNLU KILAR
HDP ve SMF’nin, politik bakış açılarından beslenen yönteme dair yanlışları, aralarında yürüttükleri adaylık tartışmasında da kendini göstermiştir. Her iki dost kurum da kendini ve Dersim’de seçim politikasını tek bir yönteme hapsederek Dersim’in ve Dersim’de faşizme karşı devrimci-demokratik mücadelenin ihtiyaç ve görevlerini değil adaylarını merkeze oturtmuş, kendi yönteminde ‘ısrarcı’ olmuştur. HDP, devletin kayyım politikasına karşı söz konusu belediyeleri kendi adaylarıyla tekrar kazanma hedefinden; SMF ise bunun karşısında ‘ön seçim’ talebinden geri adım atmamıştır. Seçimlere yönelik kurumsal hedeflerde ve yöntemdeki tek yanlılık ortaklaşmanın önüne geçmiş ve devrimci-demokratik güçler özgülünde Dersim yerel seçim sürecini tıkayan bir noktaya taşınmıştır. Her iki kurum nezdinde olumsuz sonuçlanan bu süreç pervasız itham ve tartışmaların da önünü açmış, dost güçler arasındaki ilişkiye zarar vermiş ve halkta devrimci-demokrat güçlere karşı güvensizliği beslemiştir.
Söz konusu itham ve tartışmalara dair belli konulara özel olarak yer vermek gerekmektedir.
Partizan, her iki dost kurumla görüşmelerinde, özellikle internet, sosyal medya ve bazı yayın organlarında ortaya dökülen birbirini karalamaya, linç etmeye dönük zarar verici tartışmalara dair kaygı ve eleştirilerini ortaya koymuş, dost güçleri düşmanlaştıran, düşmanla ilişkilendiren yaklaşımların kabul edilemez olduğunu ve bunlara müsamaha gösterilmemesi gerektiğini belirtmiştir.
Bu tutumlar demokratik ilişki ve devrimci dayanışma ruhunu aşındırmaktadır. Bu durumu dün mahkum ettiğimiz gibi bugün de mahkum ediyoruz. Partizan dahil her siyasi kurumun Dersim yerel seçimlerine dair ittifaklarının netleştiği bu aşamada tüm dost kurumların bu hassasiyeti koruması halka karşı devrimci bir sorumluluk olarak görülmelidir.
KAYPAKKAYA ÇİZGİSİ DEVRİMCİ SAVAŞ VE İKTİDAR BİLİNCİDİR
Dersim özgülünde İbrahim Kaypakkaya yoldaşın ve onun temsil ettiği komünist ve devrimci çizginin seçim tartışmalarına alet edilmesi yadsınması ve mahkum edilmesi gereken bir diğer konudur. HDP ya da Kürt Ulusal Hareketi ile “Kaypakkaya geleneği” arasında, Dersim özgülünde hakimiyet mücadelesi ya da seçim rekabeti gibi anlamlar yüklenen bu tartışmalar Kaypakkaya yoldaşın komünist çizgisinden beslenmemektedir. Kaypakkaya’nın komünist çizgisi seçimler, seçim ittifakları, yerel yönetimler ve belediyecilik gibi sistem içi süreç ve alanlarla kısırlaştırılamayacak kadar güçlü bir ideolojik öze, siyasi bir netliğe ve berraklığa sahiptir. Devrimci savaş ve iktidar bilinci ve pratiğinden uzak her tartışma Kaypakkaya’nın komünist çizgisinden de uzaktır. Kaypakkaya çizgisi aynı zamanda Kemalizm ve Kürt ulusal sorununda ilkeli ve doğru komünist çizginin adıdır. Onun ulusal soruna ve ezilen ulus hareketlerine dair komünist çizgisi her türlü şoven/sosyal şoven güç ve akıma karşı mücadele içerisinde şekillenmiştir. Kürt Ulusal Hareketi ile Kaypakkaya’nın komünist çizgisi arasında seçimler üzerinden yapay ihtilaflar peşinde koşmak, şuursuzluktan değilse bile politik faydacılıktan beslenmektedir ve kesinlikle reddedilmelidir.
PARTİZAN DERSİM’DE HDP İLE İTTİFAK HALİNDE YEREL SEÇİMLERE GİRECEKTİR
Dersim yerel seçimleri özgülünde tüm bu gerçekler ve tartışmalar içerisinde Partizan, devrimci-demokratik güçleri ortaklaştırmanın çabasını harcamış, dost kurumları, seçimlerin devlet ve düzen partileri lehine ortaya çıkarabileceği sonuçlara ve bu ayrışmanın tehlikelerine karşı uyarmıştır. Yerel seçimlere dönük somut adımlarını bekletme ve kimi gecikmeler pahasına bu politika hayata geçirilmeye çalışılmıştır. Çünkü Partizan, Dersim’de devrimci ve demokratik güçlerin seçimler özgülündeki birlikteliğini sadece seçimlere değil seçimler sonrasına da etki edecek bir politik süreç olarak ele almaktadır. Dersim’de faşizmin saldırılarına ve kayyım politikasına karşı halk güçlerinin birlikteliğini, topyekûn saldırı ve imha politikasına karşı devrimci direniş çizgisini geliştirebilmenin yolu ancak böylesi amaç ve ilkelerde her durumda ittifak gerçekleştirmeyi zorlayan bir yaklaşımla mümkün olacaktır.
Partizan, seçimlerde belirlediği asgari programa uygun olarak Dersim özgülünde çeşitli görüşmeler gerçekleştirmiştir. Partizan, adaylar çıkardığı Dersim’de, HDP ile de ittifak kurmayı önemsemiş, bu amaçla eleştiri ve ilkelere dayalı görüşmeler gerçekleştirerek süreci sonuçlandırmıştır. Bu görüşmeler sonunda, dinamosunu HDP’nin oluşturduğu güçlerle “Devrimci Güç Birliği” ekseninde ortak payda da buluşmayı başarmıştır. Partizan, Dersim’de “Devrimci Güç Birliği” çatısı altında, HDP ismi altında seçimlere girecek; ittifak güçleriyle ajitasyon ve propaganda da serbestlik ilkesini temel alarak kendi adaylarıyla yerel seçim çalışmalarını örgütleyecektir.
Partizan, Dersim’de, bu ana kadar olduğu gibi bundan sonra da mücadeleyi ilgilendiren her konuda halkın çıkarlarını esas alacak, devrimci-demokratik güçlerin birlikteliği için çaba harcayacak, seçimler dolayısıyla oluşan dar grupçu yaklaşımlara, devrimci mücadeleye ve halka zarar veren her türlü siyasi tutuma karşı aktif mücadele yürütecektir.
Dersim Partizan
Ocak 2019”