H.Merkezi: Elazığ Hapishaneleri’nde devrimci tutsaklara yönelik saldırılar her geçen gün boyutlanarak devam ediyor. Elazığ T Tipi’nde kadın tutsaklara yönelik kimlik dayatması ve ardından gerçekleşen saldırılarla kadın tutsaklar açlık grevine başlamıştı. Elazığ 2 No’lu Yüksek Güvenlikli Hapishanesi’nde de hak gaspları ve keyfi uygulamalar hız kesmeden devam ederken tutsaklara “suçlu” yazan kimlikler dayatılmış ve tüm hakları gasp edilmiştir.1 ayı aşkın süredir hücrelerinden dışarı çıkartılmayan tutsaklar gazetemize yolladığı mektupla tüm devrimci basın ve kamuoyunu tecriti kırmaya ve seslerine ses olmaya çağırdı. Tutsakların yolladığı açıklamayı olduğu gibi paylaşıyoruz:
“Devrimci Basına ve Kamuoyuna;
Elazığ 2 No’lu Yüksek Güvenlikli Hapishanesi’ne 2017 Nisan ayında sürgün edilerek hapishanenin ilk “misafiri” olduk.
Hapishaneye girişte çıplak arama dayatması ilebaşlayan keyfi uygulama ve baskı politikaları gün geçtikçe boyutlanarak devam ediyor.
Dışarıdan gelen kargo-koli vb. eşyalarımız defalarca aranıp içeri alındığı, ziyaretçilerimiz arandığı halde hücreden telefona, avukat görüşüne, açık-kapalı görüşe vb. tüm alanlara çıkarken bize de her seferinde arama dayatılıyor. Yetmezmiş gibi keyfi bir şekilde ayakkabı araması yapılmaya çalışılıyor. Bunun hukuksuz olduğunu ifade edip ayakkabı çıkarmadığımızda haklarımız gasp ediliyor, zaman zaman da tekli hücrelere işkenceyle atılıyoruz.
Bir tutsak hücresinde sadece 7 kitap bulundurabiliyor, 3 kitap da hapishane kütüphanesinden “emanet” alınabiliyor. Bu sınırlama nedeniyle okuma ve yeterince kaynaktan faydalanma hakkımız engelleniyor.
Devrimci-yurtsever basına ait gazete, dergi vb. yayınlar “yasal” olarak basılıp, dağıtıldığı halde hapishaneye alınmıyor, bununla ilgili isteklerimize de bir yanıt verilmiyor.
En son 1 ay önce de tüm bunlar ve benzeri keyfi uygulamaları aşan bir dayatma ile karşılaştık. Avukat görüşüne, açık kapalı görüşe, haftalık telefona, revire, kargo-koli alımına, berbere ve diğer tüm haklarımızın kullanımına çıkarılırken, idarenin “suçlu” tanımlaması yaparak adımızı düzenlediği kimlikleri alıp üzerimizde taşımamız istendi. Bunun kendi yasa, tüzük ve yönetmeliklerine de aykırı olduğunu, insan onuruna dönük bir saldırı olduğunu, bizleri siyasal düşüncelerimizden arındırmayı hedeflediğini belirterek, kimlikleri almadık, almayacağız.
Kimlik almadığımız için bahsettiğimiz tüm temel haklarımız gasp edilmiştir, üstelik haklarımızı kullandırmadıkları gibi “bizim kullanmadığımızı” beyan ederek “hapishane disiplinin” bozduğumuza dair soruşturmalar açarak disiplin cezaları vermiştir. Böylelikle zaten gasp ettikleri görüş vb. temel haklarımızın disiplin cezalarıyla bütünüyle engellenmesi sağlanmak istenmektedir.
Konuyla ilgili İnfaz Savcısı’na ve İnfaz Hakimliği’ne yaptığımız itirazlara da idarenin keyfi uygulamasının devamı ve onayı niteliğinde bir karşılık verilmiştir. Yasa, yönetmelik ve tüzüklerinde kimlik taşıma zorunluluğu olmadığı, olsa bile bu haklarımızın gaspına neden oluşturulamayacağı halde, adalet bakanlığı personeliymişiz gibi kimlik dayatmasının ve hak gasplarının devamından yana karar verilmiştir.
Şu anda tutulduğumuz hücrelerden hiçbir yere çıkarılmıyor ve tam bir tecrit altında bulunuyoruz. Hapishanelerde uygulanan bu baskı ve ağır tecrit politikalarının, egemenlerin ülke genelinde işçi sınıfına dayattıkları azgın sömürünün, emekçilerin yoksulluğa ve açlığa mahkum edilmesinin, tüm ezilen kesimlere uygulamaya çalıştıkları zorbalık ve katliamların bir devamı, uzantısı olduğu aşikardır. İşçi sınıfının, emekçi halkın ileri dinamikleri olan devrimcileri, komünistleri teslim alma çabasıdır.
Tarihsel deneyimler, egemenlerin bu tür politikalarının önceden beri süregeldiğinin gösterirken, son sözü direnenlerin söyleyeceği de unutulmamalıdır. Bu anlayıştan hareketle, keyfi uygulamaları, dayatmaları, baskıları asla kabul etmeyecek, kimlik dayatmasına karşı fiili direnişimizi sürdüreceğiz. Kavgadaki yerimizi, her koşulda hücreleri dolduran slogan sesleriyle alacağız, alıyoruz.
Kimlik Onurumuza Saldırıdır, Almayacağız!
Devrimci Tutsaklar Teslim Alınamaz!
Elazığ 2 No’lu Yüksek Güvenlikli Hapishanesi’nden Devrimci Tutsaklar”