H.Merkezi:Filipinler Komünist Partisi (FKP) yaptığı bir açıklama ile Duterte rejiminin azgın saldırılarını teşhir ederek halkı direnişe çağırdı.
FKP 1968 yılından beri Filipinler’de silahlı mücadele yürüten Marksist-Leninst-Maoist bir parti. YHO (Yeni Halk Ordusu) ise FKP’nin silahlı gücünü oluşturuyor. Filipinler Komünist Partisi (FKP) 26 Aralık 1968’de Alaminos, Pangasinan’da yeniden kuruldu. Silâhlı kanadı Yeni Halk Ordusu (YHO) 29 Mart 1969’da Capas, Tarlac’ta oluşturuldu. Partinin de içinde yer aldığı Ulusal Demokratik Cephe (UDC) isimli devrimci ittifak ise 24 Nisan 1973’te kuruldu. FKP-YHO-UDC, silâhlı devrimi, kurtarılma imkânını hâlihazırda tüketmiş mevcut sistemin yerine başka bir sistem koyma noktasında, etkin ve nihai çözüm yolu olarak görmektedir.
“Rodrigo Duterte diktatör olma hırsıyla takıntılı birisidir. Kendisi faşist bir despot olmaya çalışıyor. Amerikan emperyalizminin sempatizanı olduğu açığa çıktıktan sonra, keyifle tiranik yöntemlere başvurdu. Baskı politikalarını ve önlemleri uygulamada her zamankinden daha cesur ve pişmanlık duymayan bir hale geldi. Uyuşturucu ile mücadele kampanyasında sokak satıcılarına ve metamfetamin[1] kullanıcılarına yönelik yargısız infaz kampanyalarını tırmandırdı. Polisin üç gün içinde yüzü aşkın kişiyi öldürdüğü haberlerinden dolayı memnuniyetini belirtti. 17 yaşındaki bir çocuğu yakalayıp tartaklayıp sonra infaz eden polisleri ve polis teşkilatının katliamcı öfkesini halka alkışlattı. Polisleri cezalandırılmaktan kurtarmak için yemin ettiklerini tekrarladı. Duterte’nin “uyuşturucuya karşı savaş” kurbanları için adalet anlayışına karşı yaygın bir şikayet var.
Polis cinayetlerindeki bu artma, metaamfetamin’nin Çin’in Gümrük Bürosu deposundan(BOC) 6.4 milyar Pound gönderildiğinin keşfedilmesinin hemen ardından geldi. Duterte’nin çocuk Paolosu, Paolo’nun uyuşturucu kaçakçısı iş adamları eliyle Davao çetesine karıştığı da açıklandı. Duterte, uyuşturucu madde kaçakçılığına (ya da belki de nedeniyle) rağmen BOC’deki görevlisini savundu.
Duterte’nin “uyuşturucuya karşı savaş”ının başlıca uyuşturucu örgütleri arasında önemli bir çete savaşı çıkartmak için sadece bir paravan olduğuna dair halk arasında yaygın bir kuşku uyandı. Bir başka örgüte karşı kendisini destekleyen uyuşturucu baronuna koruma sağlamak için polisi kullandığından şüpheleniliyor. Güvenirliği kabul görmüş polis memurlarına iş vererek, Mindanao’nun büyük bir bölümünde ve başka yerlerde yasa dışı uyuşturucu ticaretini kontrol ettiği bilinen Ozamiz Şehrinin uyuşturucu karteli Parojinogları Duterte tasfiye etti.
Duterte aynı şekilde uyuşturucuya karşı savaşını politik rakiplerine karşı bir örtbas etme aracı olarak da kullandı. Duterte, polis şefinin bile ne üzerine temellendiği hakkında emin olamadığı uyuşturucu şüphelilerinin dosyalarından oluşan kalın kitaplarla bir çok kişiyi tehdit ediyor. Duterte keyfi olarak insanları listeye dahil etti ve dışladı. Uyuşturucu kartelleri Parojinoglar’a ve Albuerras’a karşı gelişigüzel yaptığı ölüm tehditlerini bu kartelleri kendi siyasi ve cezai gündemine razı etmek ve rakiplerini tasfiye etmek için kullandı.
Duterte’nin “uyuşturucuya karşı savaş” vahşeti, gıyaben Oplan Kapayapaan yönetimindeki devrimci güçlere karşı savaşının vahşetiyle, sıkıyönetim ilan edilmesi, Mindanao’daki ihzar emri yazısının askıya alınması, Moro karşıtı savaş ve Marawi kuşatması ile eşleşti. Kırsal alanda, ordu hiçbir hak veya özgürlüğe uymuyor, saygı göstermiyor. Köylüler ve ulusal azınlıkların öldürülmesi kesintisiz olarak sürüyor. Havadan bombalama, topçu ateşi ile halkı hedef alan katliamlarını acımasızca yürütüyor. Neredeyse bir milyon insan zorla yerlerinden edildi.
Duterte, Mindanao sıkıyönetiminin uzatılmasının onaylanmasını sağlamak için kongre hakimiyetini kullandı. Ayrıca yeni vergi kanunlarıyla sıkışmasından dolayı 2018 bütçesinin hızla onaylanmasını istiyor. Duterte, kongre üzerindeki tam veya neredeyse tamamen kontrolüyle, liberalleşme, özelleştirme ve kurallara aykırılık konusundaki neo-liberal politikaları desteklemek için imtiyaz vermeyi sürdürmeye ve bir federal hükümet kurma kılıfı adı altında iktidarı tamamen tekeli altına alma hırsını gerçekleştirmeyi hedeflemektedir.
Duterte herkesten, körü körüne yaptığı tüm külfetli borç anlaşmalarını ve komisyonlarda planlanan altyapı sıkıntısını kabul etmesini ve sessiz kalmasını istiyor. TRO’ların ihraç edilmesine karşı Yüksek Mahkemeyi defalarca tehdit etti. Yüksek mahkemenin siyasi müttefikleri ve başsavcı hakkında bir dava açtı. Ayrıca Ombudsman Conchita Carpio-Morales gibi Duterte rejimiyle işbirliği yapmayan diğer yetkililere karşı görevden alınma tehdidinde bulundu.
Duterte, iç savaşın nedenleriyle ciddi bir şekilde ilgilenmeden, önce ateşkes anlaşmasını kabul etmeyen halkın devrimci güçleriyle ve ulusal demokratik hareketle olan samimi ilişkilerini tamamen terk etti. Kongre üyesi olan domuzlar, toplumsal eylemci Judy Taguiwalo’yu sosyal refah sekreteri olarak atamayı reddetmek için oy kullandılar. Sol ile olası bir ittifakı keşfetme çabalarını sona erdirdiklerini belirttiler. NDFP ile artık barış görüşmeleri istemediğini defalarca ilan etti.
Duterte rejimi, yabancı büyük kapitalistleri, burjuva yetkilileri, büyük toprak sahipleri, bürokrat kapitalistleri ve faşist askeri ve polisleri lehine politikalar uyguladı. Rejim, ek vergi yükleri öngörmeyi planlıyor ve halkın refahına zarar verecek şekilde borç yönetiminde bir altyapı programı izliyor. Özellikle köylüler, Moro ve ulusal azınlık halkları, işçiler ve kent yoksulları aleyhine ölüm ve yıkım savaşlarını halka karşı sürdürüyor.
Sonuç olarak, Duterte rejimi halktan politik olarak daha fazla izole hale geldi ve kendini iktidarda kalıcı hale getirmek için giderek daha zalimane önlemlere başvurdu. Ezilen ve sömürülenlerin somut koşullarıyla ilgili gerçeğe dair olan şeyler medya ve sosyal medya manipülasyonuyla haber olmuyor ve kamuoyunda farkındalık yaratmaz hale geliyor.
Partinin ve devrimci güçlerin, tüm unsurları geniş bir halk ittifakıyla birleştirmesi, ABD-Duterte rejiminin zalimane, cezai ve bozuk kurallarına karşı mücadelede çekirdek güç ve liderlik sağlaması görevidir. Nitekim, Duterte rejiminin kurbanlarının çoğu artık korku atmosferinden çıkıyor ve rejime karşı seslerini yükseltiyor.
Kitle örgütleri ve ittifaklar kurarak, köylüler, işçiler, öğrenciler, kent fakirleri, kadınlar, Moro ve azınlık halkları, kilise halkı, öğretmenler, göçmen işçiler ve onların toplu mücadelelerini yoğunlaştırarak halkı daha çok sayıda birleştirmeli ve harekete geçirmelidir. Anti-emperyalist, anti-feodal ve anti-faşist çizgiler boyunca kitle mücadeleleri ve kampanyalar yürütmeleri gerekir.
Kitle örgütlerinin, Duterte’nin demagojisine karşı bir propaganda yürütmeye dikkat etmeleri gerekiyor. Girişimi cesaretlendirmeli ve Duterte’nin para ile tutulmuş trol gruplarıyla her türlü medyada karşı karşıya gelerek, onların aksini ispatlayıp gerçeği ortaya çıkarmalılar. Bunu, üyeleri, fabrikalar, topluluklar, okullar, ofislerdeki kitleler arasında düzenli eğitim çalışmaları yaparak başarabilirler.
Olası en geniş çevrimiçi eylemci, propagandacı ve ulusal demokratik kitle örgütleri üyesi ağı oluşturulmalıdır.
Yeni Halk Ordusu (NPA), Parti yönetimi altında ülke çapında inisiyatifi ele geçirmeye, daha fazla taktik saldırıya devam etmeye, silah sayısını artırmaya ve hızla artan sayıda yeni Kızıl savaşçıyı silahlandırmaya devam edecektir.
NPA’nın her başarılı taktik saldırısı, rejimin vahşi savaşının getirdiği şoku, korkuyu ortadan kaldırmakta ve böylece uyuşturucu bağımlısı Duterte’ye karşı hissedilen çekince yok olmaktadır. NPA’nın kazanmış olduğu zaferler, Filipin ve Moro halkına, ABD-Duterte rejimine karşı kitlesel mücadeleler ve silahlı direniş başlatmaları için ilham verir.”