Çeşitli Milliyet ve İnançlardan Emekçi Türkiye Halkına;
29.07.2014’te Nurtepe’de başlayan, aynı gün ve devam eden günlerde İstanbul’un değişik semtlerine yayılan, tarafların yurtsever, devrimci güçler olduğu biz dizi olay yaşanmıştır. Partizan olarak yaptığımız açıklamada bu olaylardaki yeri ve rolü nedeniyle Halk Cephesi’yle siyasal-sosyal ilişkilerimizi kestiğimiz ve özeleştiri verilmesi gerektiği belirtilmişti.
Bir kişinin ölümü ve ağır olmak üzere, birçok insanın yaralanmasıyla sonuçlanan bu olaylar zinciri devrimci, demokrat güçlerin hanesine bir olumsuzluk olarak kaydolmuş durumdadır. Geride kalmış ve kapanmış bir konu olmasına rağmen, yaklaşım ve kararımızla ilgili yaptığımız bir dizi değerlendirme söz konusudur; Önceki açıklamamız gibi bu açıklamayı da kamuoyu ile paylaşmayı gerekli ve zorunlu görüyoruz.
Olayların başladığı günden hemen sonra 02.08.2014 tarihinde “Devrimci, Yurtsever Güçler Arasındaki Şiddete Son Verilmeli, Ortak Mücadele Büyütülmelidir” başlıklı, Partizan imzalı çağrı ve açıklama yapmış; sorunu diyalogla çözmeyi ve ortak düşmana karşı yoğunlaşmayı önerdik. Doğru olan bu yaklaşımdı. Bu yaklaşımı terk etmiş ve Halk Cephesi’yle siyasal, sosyal ilişkileri kesme kararı almamız yanlıştı.
Halk Cephesi, yurtsever güçler ve ardından ESP arasında yaşananlar aynı zamanda bizim yani komünist, devrimci ve demokrat güçlerin sorunuydu. Taraflar ilke ve anlayış olarak, gelişmelerin kazanmış olduğu biçimi yani şiddeti reddediyor, halk güçleri arasında yaşanan sorunlarda çözüm yolu olarak barışçıl yol ve yöntemleri benimsiyorlardı. Duracağımız zemin ve yaklaşım bu ilkesel tutumun ruhuna uygun olmalıyken, Halk Cephesi’ne dönük siyasal ve sosyal ilişkileri kesme kararımız, sorunu kendi dışına atan ve sorumluluktan kaçar bir nitelikte olup, sözünü ettiğimiz ruha aykırıydı.
Kararın hemen sonrası içerden yürütülen tartışmalar sonucu karar revize edilmiş, sosyal ilişkileri kesme tavrı geri çekilmişti. Bu düzeltme önemli olmakla birlikte bütünlüklü ve özsel bir kavrayışın ürünü değildi. Yakalanması gereken esas; halka dost güçler arasındaki çelişki ve ilişkilerle, ittifaklar sorunu olmalıydı. Çünkü bu, devrimin temel sorunlarından biriydi ve geliştirdiğimiz, geliştireceğimiz politika ve taktikler bu esas halkaya dayanmalıydı. Siyasal ilişkilerin kesilmesi kararı bu yaklaşımdan uzaklaşmak, stratejik düşünememekti. Karar deklare edildiğinde yapı içinde yükselen eleştirilerin yoğunluğu buradan besleniyordu.
Açıklamamızda kararın yanlışlığıyla birlikte bu kararın gerekçelendirmemiz anlamına gelen değerlendirme ve vurgularda yer yer abartıya düşüldüğünü belirtmemiz gerekiyor. Abartıya düştüğümüz ifadeler ve yukarıda en özlü biçimde eleştirdiğimiz kararımız nedeniyle özeleştiri veriyor, 24.08.2014 tarihli kararımızı geri çektiğimizi duyuruyoruz.
Başta Kürt ve Türk ulusu olmak üzere, çeşitli ulus, inanç, cins ve sınıflardan emekçi Türkiye halkının ve onun örgütlü güçlerinin birliği sorunu daima ama özellikle bugün çok daha yakıcıdır. Şüphesiz düşmana karşı sürdürdüğümüz can bedeli mücadele bizi çeşitli yol ve yöntemlerle yan yana getirecektir. Zorunluluğu kavrıyoruz. Haramilerin saltanatı birlikte yıkılır; bunu biliyor, hata ve eksikliklerimize cesaretle yöneleceğimizi yineliyoruz.
27.01. 2018
PARTİZAN