1949 yılında Dersim’in Ovacık ilçesinin Hülükuşağı köyünde orta halli bir köylü çocuğu olarak dünyaya gelen Süleyman Cihan, ilk ve ortaokulu Ovacık’ta okudu. Daha genç yaşlarda TKP/ML ile ilişkiye geçti. Ancak partinin 1973 yılında aldığı yenilgi nedeniyle ilişkisi uzun sürmedi. Süleyman Cihan, bir taraftan okurken, diğer taraftan genç nesillere öğretmenlik yapıyordu.
TKP/ML’nin yenilgisinden sonra sağcı oportünistlerin partiyi tasfiye girişimlerine karşı mücadele bayrağını açan komünistlerin en önlerindeydi. Onun kararlı, sabırlı ve yılmaz mücadelesi sonucu parti çizgisini, örgütsel, siyasi ve ideolojik olarak tasfiye etmeye çalışan GKK hizbi Partiden atıldı. Tüm ülke çapında bir ilişki ağı kurdu. Nitekim Konferans Örgütleme Komitesi onun sayesinde toplanmış oldu. Süleyman Cihan BK’yı temsilen katılırken yine onun yoğun faaliyetleri sonucunda da 1. Konferans yapıldı.
Zulmün, baskının, işkencenin kol gezdiği dönemlerde aranır duruma düştü. Süleyman Cihan, ’77 ve ’80 dönemi arasında uluslararası alanda ortaya çıkan “üç dünya teorisi” akabinde AEP modern revizyonizmine karşı Mao’yu ve Çin devrimini savunarak revizyonist cephenin saldırılarının boşa çıkartılmasında aktif rol aldı. Uluslararası alandaki AEP revizyonizminin etkisi Partiye de yansıdı ve kimi yönetici kadrolar bu sağ rüzgarın etkisi altına girdi. Bunun üzerine Kongre hazırlığı Konferans hazırlığına dönüştürüldü. O dönemlerde MK’nın “silahlı mücadeleye hazırlık” tespiti hala sürüyordu. Silahlı mücadeleye hazırlık yönlü bazı çabalar ve AEP’ten belli etkilenme yönlü tespitler, 1. MK’nın 7. toplantısında ele alınarak sağa sapılmasına karşı mücadele edilmesinde ve 8. toplantıda geri adım attırılmasında Süleyman Cihan’ın ağırlıklı ve ciddi katkısı vardır.
12 Eylül’le birlikte mücadeleyi bırakma, yılgınlık, karamsarlık, örgütleri feshetme, yurtdışına kaçma, mültecileşme vb. ihanetin kol gezdiği, ricat “taktik”lerinin alındığı bir süreçte TKP/ML, Cunta koşullarında 2. Konferansını Şubat 1981’de yaparak sebatla silahlı mücadeleyi yürütme kararını alıp sınıf mücadelesindeki kararlılığını dosta da düşmana da gösteriyordu. Bu Konferans’ta Süleyman Cihan, MK üyeliğine ve MK tarafından da Genel Sekreterliğe seçildi.
Cunta koşulları tüm hızıyla sürerken O, faaliyetlerini bir an olsun aksatmadı. Süleyman Cihan, 28 Temmuz 1981 yılında İstanbul’da düşmanın eline geçti. Ancak faşizmin böylesi yılmaz bir komünisti ele geçirmekten duyduğu çılgınca sevinç, Süleyman Cihan’ın İbrahim Kaypakkaya’dan devraldığı kararlı, yiğit direnişiyle “hayal kırıklığına” döndü. Kimliğini dahi kabul ettiremeyen düşman çareyi onu katletmekte buldu. Aylar süren işkenceli sorguların ardından 15 Eylül 1981 yılında katledildi. Süleyman Cihan Proletarya Partisi’nin Kaypakkaya’dan sonra işkencede katledilen ikinci genel sekreteriydi.
*Bu yazı Yeni Demokrasi Gazetesi’nin 5 Eylül 2019 tarihli 43. sayısından alınmıştır.