Uzunca bir süreden beri Proletarya Partisi’ni esas görevlerinden alıkoyan ve meşgul eden, parti içerisinde iktidar olma hırsı ve gafletiyle kendini dışa vuran hizipçi ve tasfiyeci anlayışın, başta Proletarya Partisi olmak üzere ezilen ve sömürülenlerin iktidar mücadelesini geriletmekten, sınıfı örgütsüzlüğe ve başı boşluğa sevk etmekten, başka hiç bir amaca ve hedefe hizmet etmediği hepimiz tarafından bilinmekte. Tüm bu gerçekliğe rağmen tek gündemi Proletarya Partisi’ni hedefinden alıkoymaya çalışan bu hizipçi ve tasfiyeci anlayışın ellerinde bulundurdukları kollektifin değerleriyle kollektife yönelen bu çizginin ne yapmak istediği gelinen bu aşamada görülmekte ve yürüttükleri karalama, gerçeklikten kopuk, olanı tüm yönleriyle açıklama cüretinden yoksun bir bakış açısıyla ve pratiğiyle karşı karşıya olduğumuzu belirtmekte fayda var. Bu gelişmeler ışığında darbeci, hizipçi ve tasfiyeci anlayış sahiplerinin bu hata ve eksikliklerini görüp, bir an olsun kendi hatalarına karşı devrimci özeleştiri ve eleştiri silahına sarılarak hatalarından arınmalarını beklediğimizi belirtmeliyiz.
Öncelikle şunu belirterek başlamakta fayda var. Nisan 2015 sürecinde Proletarya Partisi’nin yurtdışındaki kadrolarına TC-Alman devleti işbirliği neticesi çekilen operasyon sonrası yaşanan boşluğu kendine nimet olarak gören bu tasfiyeci, hizipçi ve darbeci anlayış sahipleri ilk elden parti iradesini kendi ellerine geçirmenin hesapları içerisine girerek çalışmalarını alenen yapmaya başlamışlardır. Tabii ki bu sürecin perde arkası olduğu yaşanan operasyonla birlikte açılan gedikleri de kendileri için fırsat gören bu anlayış sahipleri, ilgisiz alakasız her alana dönük yatay ilişkiler kurarak merkezi iradeyi oluşturma çabasından uzak, sınıf çıkarlarını esas alan bir yaklaşımdan yoksun, tamamen kendi kişisel iktidarlarını tesis etme refleksinin hakim olduğu bir anlayışla kolları sıvadıkları ortaya koydukları pratik ispatlamaktadır. Yukarıda bahsini ettiğimiz aynı anlayış sahipleri ellerinde bulundurdukları yayınları ve yine Avrupa’da uzun yıllara varan kollektifin çabası ve emeğiyle bugün belli bir alana nüfus eden göçmen işçilere dönük faaliyetleri esas alarak çalışmalarını yürüten kurumlarımızı yine kollektifin can ve kan bedeli ürettiği değerleri kollektifi işlevsizleştirmek için kullanmakta. Kollektifin kimi alanlara dönük müdahalelerini ise kamuoyuna gerçek dışı yalan, yanlış bir şekilde aksettirerek, “devrimcilere şiddet uygulanıyor” safsatasıyla yaygara kopararak, gerek devrimci kamuoyunun gücünü, gerekse Proletarya Partisi’ne sempati duyan taraftarlar ve gönül bağı olan tabanını Proletarya Partisi’ne karşı tavır almaya çağırarak kendi hizipçi, tasfiyeci ve darbeci tutumlarını gizlemeye çalışmıştır. Bu gerçeği karartma pratiklerinin sahipleri bu durumun tıpkı saman alevi misali geçici olduğu gerçekliğini unutmuş gözükmektedirler.
Şu soruları sormak dahi gerçeği hakim kılmaya yeterlidir.
1- Bugüne kadar içerisinde yer aldığınız ve bugün ajan diye nitelendirdiğiniz kollektifin kadro ve yöneticileriyle neden birlikte yol yürüme ihtiyacı duydunuz?
2- Bu durumu bilmenize rağmen neden daha öncesinde durumu iddia sahibi ve iddiaya konu olan bileşeni yüzleştirmediniz? İddia eden kişinin delilleri nelerdir? Bir bileşenin bir başka bileşene karşı ithamı sizler için yeterli bir gerekçe midir? Bu kadar ciddi bir iddiayı ben devrimci öngörülerime ve hissiyatıma dayanarak iddia ediyorum diyen bir bileşenden söz ediyoruz.
3- Bu durumu bugün perde arkasında gizliden gizliye her alanda propaganda malzemesi yaparak esasta amaçladığınız nedir?
4-Madem ki çok samimi ve dürüstseniz düşmanın kollektifi etkisiz kılmaya dönük operasyonun ertesinde neden yatay ilişki kurma peşinde koşmaya akıl yordunuzda düşmanın yönelimini boşa çıkaracak merkezi iradeyi tesis etme yerine düşmanın yönelimine hizmet eden bir pratiğe giriştiniz?
Sorularımızı bu şekilde çoğaltılabiliriz. Gerçeği hakim kılmak için meseleleri görünen yönleriyle olduğu kadar görünmeyen yönlerini de göz önünde bulunduran, gelişmeleri dinleyen ve anlayan bir yaklaşım ancak doğru sonuca ulaşabilir.
Bu vesileyle başta Proletarya Partisi’ne gönül vermiş, tüm taraftarlarımıza ve sempatizanlarımıza, halkımıza ve devrimci kamuoyunu kendilerine yukarıda sorduğumuz soruları sorarak, gerçekleri hakim kılmaya MLM’nin sorgulayıcı silahını kuşanmaya davet ediyoruz.
Bursa’dan Bir Partizan okuru