Faşist TC devletinin bombardıman uçakları, dün geceden beri Irak ve Suriye Kürdistanı’nı bombalıyor. TC Devleti Mayıs ayından bu yana böyle bir saldırının sinyallerini veriyordu; İstiklal Caddesi’nde gerçekleşen ve sivil halkımızın ölümüne neden olan bombalama ise faşist TC’nin saldırı hazırlıklarının tamamlandığının işaretiydi.
TC devletinin gerçekleştirdiği ve nereye evrileceği şimdilik belirsiz olan bu saldırı 2015 yılından itibaren uygulamaya konulan “diz çöktürme-teslim alma” saldırısının bir parçası, devamıdır. “Diz çöktürme-teslim alma” saldırısı, içerisinde Gezi İsyanı ve Kobanê Serhildanı gibi görkemli kitlesel şahlanışların olduğu; PYD/YPG öncülüğünde cihadist IŞİD’in yenilgiye uğratıldığı ve S. Kürdistanı’nda demokratik bir inşa sürecinin örüldüğü, kısacası Türkiye’de devrimci durumun yükseldiği ve PKK önderliğinde Kürt Ulusal Mücadelesinin içine Rojava’yı da alarak, yeni bir sıçrayış gösterdiği bir sürece karşılık olarak, emperyalistler ve uşakları olan faşist Türk hakim sınıflarının geliştirdiği stratejik saldırının adıdır. Türkiye ve bölgenin ezilen halkı bu süre içerisinde faşist diktatörlüğün en saldırgan, en faşist, en demagojik haline maruz kalmış; komünistler, devrimci güçler ve PKK önderliğindeki Kürt ulusal güçleri kırlarda ve şehirlerde önemli kayıplar vermiş, seçkin kadro ve savaşçılarını yitirmişlerdir. Faşizm en ağır ve yıldırıcı saldırılarla karakterize olan bu süreci seçim sonuçlarını etkilemek veya AKP-MHP blokunun iktidarını garantilemek için değil, komünistleri, devrimci ve Kürt yurtsever güçleri teslim almak, Kürt-Türk ulusu ve azınlık milliyetlerden halkımıza boyun eğdirmek için işletmekte, geliştirmektedir.
Bu bombardıman Menbiç’e, Kobanê’ye kısaca S. Kürdistanı’na yönelik bir kara harekâtına dönüşebilir. TC’nin sınır boyunca 30 km derinlikte bir bölgeyi elde tutmak gibi bir hedefinin olduğu ve bunu belli ölçülerde gerçekleştirdiği, ayrıca Efrin, Cerablus vb. yerlere yenileri eklenerek işgali genişletilmek istediği biliniyor. Sürecin nasıl ve hangi yönde işleyeceğini şimdiye kadar olduğu gibi, komprador patron-ağa devleti ve efendilerinin masa başı hesapları, strateji planları değil, başta Kürt ulusu olmak üzere bütün ulus ve milliyetlerden emekçi halk ve onun silahlı-silahsız direniş güçleri belirleyecektir.
Partizan bu dönemin özelliklerinin ve özgünlüğünün bilincindedir, Kürt Ulusal Mücadelesi ve bu mücadelenin yarattığı fiziki ve düşünsel mevziler Demokratik Halk Devrimimizin önemli değerleridir. Bu değerleri olanca gücümüzle sahiplenmeye ve büyütmeye devam edeceğiz.
PARTİZAN