H.Merkezi:Partizan eğitim ve tatil kamp çalışması 5 Ağustos Cumartesi günü coşkulu bir şekilde sona erdi. 130 kişilik bir kamp faaliyeti olarak çalışmalar sürdürüldü. Kamp faaliyetinin ikinci haftası da belirlenen etkinlikler, anmalar ve eğitim programlarıyla devam ettirildi. Son güne kadar kamptan verim elde etmeye ve önümüzdeki faaliyete hazırlanmaya odaklanan ruh ve eylem bütünlüğü kampa damgasını vurdu. Gençlik, Kadın çalışma grupları kamp öncesi gerçekleştirdiği planlama doğrultusunda kampı tamamladı.
27 Temmuz günü YKP/ML’nin Militan Gençlik örgütlenmesi ve PGİ/MLM “Avrupa, Türkiye ve Yunanistan’da Gençlik ve Gençlik Hareketleri” başlıklı ortak bir panel gerçekleştirildi. Panel sunumlar ve daha sonra dinleyicilerin soru ve görüşleri alınarak devam ettirildi. Gençliğin ideolojik, politik şekillenişi ve örgütlenme-mücadele düzeyine dair genel olarak Dünya’da özel olarak ise Türkiye, Yunanistan ve Avrupa’daki duruma dair panelistler sunumlarını gerçekleştirdi. Özellikle gençlik hareketlerinin zayıf ve zaaflı yanlarının, sistemin kültürel-politik-ideolojik saldırılarının neler olduğu ve emperyalist merkezlerden şekillenen saldırıların karakteristliğine değinildi. Bu eksende sorunun tarihsel niteliği, gençlik mücadelesinin ivme kazandığı ve yükseldiği dönemde devrimci ve komünist siyasetin bunu yeterli düzeyde doğru kavramada ki eksikliklerinin altı çizildi. Bilhassa Yunanistanda 2006’dan itibaren yükselen ve 2008’de doruk noktasına ulaşan ve devamı gelen geniş, yaygın ve etkili bir gençlik hareketi ve mücadelesi olduğu, ancak reformist ve anarşist örgütlenmelerin bu hareketi iki uç yönden etkilediği ve tesir ettiği ifade edildi. Komünistlerin bu noktada mücadele yürütmesine rağmen etkin ve bu kitleyi kucaklamada yeterli olmadığı ifade edildi. Gelinen noktada gençlik hareketinin SYRİZA’nın hükümet olmasıyla birlikte bir nebze geri çekildiği pasifize olduğuna ancak önümüzde ciddi gelişmelere gebe bir sürecinde olduğu, bu anlamda sınıf mücadelesinin gençlik cephesinde ivmelenme zeminine değinildi. Avrupa ve Türkiye alanlarında da benzer sorunların yaşandığını gösteren bir sunum gerçekleştirildi. Türkiye gençlik hareketinin tarihsel seyrinin anlatıldığı sunumda özellikle Gezi ile birlikte umutsuzluk içinde bırakılmaya çalışılan gençliğin silkelenip kendini gösterdiği ifade edildi. Ancak bu hareketi devrimci ve komünistlerin yeterince kavramadığı, faşizmin özellikle muhalif gençliği sistem içine çekme noktasında “uzlaşmacı” “legalist” hattı yer yer güçlendirirken buna zemin sunarken baskı ve sindirme politikasını da hiç eksik etmediği vurgulandı. İçinden geçtiğimiz dönemde tüm muhalif kesimlere ve gençliğe yönelik OHAL adı altında azgın bir saldırı olduğu, Kürt gençliğinin katliamlara tabi tutulduğu ancak hala tüm bu koşullara rağmen bir direnişin var olduğu ve devam ettiği belirtildi. Avrupa’da ise yer yer güçlü gençlik eylemliliklerin olduğu ancak öncü temelde örgütlenmelerin yetersizliği ifade edildi. Özellikle bu gençlik potansiyelinin üç eğilim taşıdığı belirtildi. Gerici burjuva çizgi olan “sosyal demokrat” eğilim, Reformist eğilim ve devrimci eğilim şeklinde bu üç çizgi formüle edildi. Devrimci eğilimin henüz çok zayıf ve yetersiz olduğu, aşması gereken sorunlar taşıdığı belirtildi. Daha sonra katılımcıların soruları ve görüşleriyle panel sonlandırıldı. Panel sonunda coşkulu, dayanışmayı içeren sloganlar atıldı.
28 Temmuz Cuma günü ise Partizan Eğitim ve Tatil Kampı alanında “AB’nin Politikaları Ekseninde Eğitim Alanındaki Sorunlar, Mültecilere Dönük Saldırılar ve İşçi Sınıfı” başlıklı panel gerçekleştirildi. Panelde ilk sözü YKP/ML gençlik örgütü temsilcisi aldı. Militan Gençlik hareketi temsilcisi küreselleşmeyle birlikte eğitim alanında, çalışma yaşamında saldırıların sistematik ve ivme kazanarak arttığına değindi. Bu noktada emperyalist güçlerin ve onlara bağımlı ülkelerin emperyalist sermayenin çıkarlarına odaklanan bir organize saldırı içinde olduğunu ifade etti. Bologna süreciyle özellikle emperyalist saldırı politikalarının kapsamlı ve daha organize hale geldiğine değindi. Avrupa ölçeğinde ve Yunanistan’da saldırıların nasıl yansıdığına dair somut ve canlı örneklerle sunumuna devam eden temsilci, bu saldırıların Emperyalist merkezlerde daha sinsi ancak bağımlı ülkelerde daha pervasız ve açıktan gerçekleştiğine vurgu yaptı. Özellikle bağımlı ülkelerde geleceğe dair gençliğin yoğun bir kaygı taşıdığı, emek pazarında ciddi bir kalifiye gücün yığıldığına dikkat çekti. Bu noktada beyin göçünün son dönemde ivme kazandığını ifade eden Militan Gençlik temsilcisi öğrencilerin sosyal ve ekonomik haklarının da tırpanlandığını belirtti. Ardından söz alan PGİ/MLM temsilcisi emperyalist AB’nin sistematik saldırılarını yoğunlaştırdığı eğitim alanına ilişkin sunum yaptı. Sunum kapsamında mevcut sistemin eğitime dönük politikaları, bu noktada son süreçte mültecilere yönelen yoğunlaşmış baskı ve saldırılar ve buna karşı nasıl konumlanmak gerektiğine dair vurgular yaptı. Daha sonra söz alan PGİ/MLM aktivisti bir genç saldırıların özgünleşmiş haline vurgular yaptı. Bu bağlamda özellikle bilimin emperyalist tekellerin ihtiyaçlarına amade kılınan, metalaştırılan bir şey haline getirildiğini belirtti. Öğrenci gençliğin yer yer güçlü ve etkili tepkiler verdiğinin altını çizen aktivist bunun inişli çıkışlı karakterinin üzerinde durdu.
Sunumların ardından kitleye söz hakkı verildikten sonra sunum yapan temsilcilerin toparlamasıyla panel sonlandırıldı.
29 Temmuz Cumartesi ise YKP/ML’ye bağlı militan gençlik hareketi ve Partizan kampı ortak kültürel-sanatsal bir eğlence-etkinlik düzenledi. Oldukça yoğun katılımın olduğu etkinlikte Yunan halk müziği ve marşları sunan bir grup dinleti verdi. Ardından Partizan kamp bileşenlerinin organize ettiği halk oyunları sunumu yapıldı. Halk oyunlarında izleyicilerinde coşkulu ve çok çeşitli yörelere ait halaylara iştirak ettiği ve heyecan ve coşkuyu arttırdığı gözlemlendi. Özellikle gençliğin gerilla halayında coşku ve kaynaşma durumu daha ileri noktaya taşındı. Daha sonra PGİ/MLM’nin organize ettiği müzik grubu bir dinleti verdi. Dinleti ağıt, türkü ve marşlardan oluşan bir çeşitliliğe sahipti. Özellikle devrimci marşlarda katılımcıların sloganlarla coşkuyu büyütmesi dikkat çekti. Özellikle Dersimde şehit düşen 12 Halk savaşçısına atfen söylenen 12’ler marşı Yunanlı gençlerle Partizan kamp bileşenleri arasında kaynaşma ve coşkuyu doruk noktasına çıkardı. Karşılıklı olarak coşkulu sloganların atıldığı bir dinleti gerçekleştirildi. “Gerillalar ölmez yaşasın halk savaşı” sloganına Yunanlı gençler “halkın silahıyla dayanış Emperyalistlerin savaşına karşı savaş”, “Halkın koruyuculara ihtiyacı yoktur Halk elinde silahla kazanır” gibi sloganlarla destek verdi. Oldukça güçlü duyguların yaşandığı ve moral-motivasyonun üst düzeye çıktığı bu etkinlik geç saatlere kadar devam etti.
30 Temmuz Pazar günü yoğun katılım ve ilginin olduğu Partizan içindeki son gelişmeler ve hizipçi faaliyetleri de içeren meseleler üzerine sohbet ve sunum şeklinde bir etkinlik gerçekleştirildi. Bu etkinliğin amaç ve hedefinin kendi eksikliklerimize odaklanan, bu temele oturmuş bir tartışma olduğu vurgulandı. Bunun kendi zaaflarımızı, sorunlarımızı tespit etmek açısından önemli olduğu, içinden geçtiğimiz sürecin bu açıdan bize bunu dayattığı, bunu yapmadan sadece hizipçi faaliyet üzerinden yürüyecek bir tartışmanın bizi körleştireceği ifade edildi. Bu eksene içe dönük eleştirileri esas alan bir tartışma ve sunum örgütlendiği belirtildi. Katılımcıların düşüncelerini oldukça rahat ifade ettiği, çeşitli sorularla meseleyi derinleştiren, kendimize ayna tutmayı amaçlayan, sorunun tarihsel arka planında partinin eksikliklerinin masaya yatırıldığı oldukça verimli bir toplantı gerçekleştirildi. Geç saatlere kadar devam eden etkinlik daha fazla kaynaşmanın olduğu, ideolojik politik sorunlarımızla bir nevi yüzleşme de kendine güveninin altının çizildiği verimli bir faaliyet oldu.
31 Temmuz Pazartesi günü ise Ekim Devriminin 100. Yılı vesilesiyle Partizan’ın örgütlediği bir panel gerçekleşti. Panele Partizanın yanı sıra YKP/ML’de bir sunum gerçekleştirdi. İlk sözü alan YKP/ML temsilcisi kısa şekilde Ekim devrimine giden süreci özetledi. Devamında sosyalizmin inşa süreci, bunun tarihsel anlamı ve bu noktada ortaya çıkan eksikliklere işaret edildi. Ekim devriminin tarihsel anlamının sosyalizmin inşasından koparılamayacağı belirtildi. Daha sonra geri dönüşlere ve bunun yarattığı sonuçlara değinen YKP/ML temsilcisi, bu süreçten 8 başlık halinde çıkarılması gereken derslerin kendilerince neler olduğunu ifade etti. Sosyalizm deneyiminin anlam ve öneminin, tarihsel karakterinin siyasal, ideolojik ve ekonomik açıdan neleri içerdiğine değiniler yapıldı. Sovyetlerde devrimci temelde ortaya çıkan kızıl uzmanların zamanla nasıl bir kast ve bürokratik tabakaya dönüştüğü, sınıfsal olarak burjuvalaştığı ve Sovyet sistemini ve Ekim devriminin tarihsel önemini kendi gerici emeller doğrultusunda aşındırdığına değindi. Özellikle sosyalizmdeki sınıf mücadelesini kavrayıştaki eksikliğe değinen temsilci, Mao’nun buna karşı Büyük Proleter Kültür Devrimi ile müdahale ettiğini ancak Çin’de de geri dönüşü engelleyemediğine vurgu yaptı. Gelinen noktada Marksist Lenininistlerin Mao’dan öğrendikleriyle aslında süreci doğru analiz ettiği, doğru yaklaşımı ortaya koyduğunu ancak geri dönüşlerin yarattığı gerici rüzgarı göğüsleyemediğinin altı çizildi. Marksist Leninist Komünist hareketin içinde geçtiğimiz süreçte yaşanan sorunları, dönemin özelliklerini ciddi bir teorik inceleme ve etkili bir politik yönelimle aşması ve yeni bir devrim dalgası yaratmakla yükümlü olduğuna değindi. Oldukça uzun süren sunumdan sonra Partizan temsilcileri söz aldı. 1905 devriminden ekim devrimine giden süreci ve Komünist hareketin inişli çıkışlı tarihine dair kısa bir özet yapıldı. Devamında YKP/ML temsilcisinin sunumunda değinilen noktalar göz önüne alınarak Ekim devrimiyle Ulusal sorunun karakterine dair neler değiştiği üzerine yoğunlaşan bir sunum oldu. Yine geri dönüşler, nedenleri ve etkileri üzerine Partizan temsilcilerinin sunumu devam etti. Bu sunumda geri dönüşleri Maoizm silahını kuşanmadan kavramanın zor olduğunun altı çizildi. BPKD nin önemi ve Ekim devrimi sonrasi en büyük alt üst oluşu içeren karakterine değinildi. Ve sunular sonlandırıldı. Daha sonra soru cevap kısmına geçildi. Canlı ve verimli bir soru cevap kısmı oldu. Sunumların uzunluğuna ve çeviride ki zorluklara rağmen bu noktada gösterilen ilgi oldukça olumluydu. Son olarak panelistler toparlama yaparak etkinlik sonlandırıldı.
YKP/ML kurucu önderi Grigoris Konstantopoulos’un mezarı başında anıldı
1 Ağustos Salı günü ise Partizancılar için oldukça anlamlı ve değerli olan bir etkinlik gerçekleştirildi. YKP/ML’nin kurucu önderlerinden, TKP/ML’nin onur üyesi enternasyonal proleteryanın komünist neferi Grigoris Konstantopoulos’un mezarı başında anma etkinliği gerçekleştirildi. 23 Ocak 2017’de aramızdan ayrılan geride Partizan camiasına anlamlı ve kıymetli anılar bırakan Gregori yoldaş için kamp alanından Atina’ya geçildi. Mezarı başında toplanan Partizancılar “Gregori yoldaş ölümsüzdür”, “Devrim şehitleri ölümsüzdür” sloganlarıyla anma etkinliğini başlattı. Gregori yoldaş nezdinde tüm Komünizm ve devrim şehitleri için bir dakikalık saygı duruşunun ardından Partizan adına bir konuşma yapıldı. Gregorinin bizim için ne anlam ifade ettiği, her Partizancı da cisimleşmiş bir emeği olduğu, partimizi kendi partisi gibi sahiplendiği, Türkiyeli yoldaşlarına her türlü olanağı açtığını ve YKP/ML ile olan güçlü ilişkilerin mimari olduğu ifade edildi. Gregori yoldaşın güçlü bir iz bıraktığı, bunun partimizin hafızasına silinmeyecek şekilde kazındığının altı çizildi. Devamında genç Partizanlar kavga marşlarını kitleyle birlikte söyledi. Duygulu anların yaşandığı anma etkinliğine YKP/ML’li yoldaşların yanı sıra Gregori yoldaşın aileside katıldı. Anma etkinliği sloganlarla birlikte sonlandırıldı.
Aynı gün PGİ/MLM aktivistleri 2008’de polis kurşunuyla katledilen ve daha sonra büyük bir toplumsal isyana neden olan Alexandros Grigolopoulos’un vurulduğu yerde Berkin Elvan’la birlikte yapılmış ortak anıtı önünde anma etkinliği gerçekleştirdi. Berkin ve Aleksis’in kardeşliğini simgeleyen bu anıt önünde aktivistler saygı duruşunun ardından “Uyan Berkin” şarkısı söylendi. Sloganlarla etkinliği sonlandırdı.
2 Ağustos Çarşamba günü ise Dersim’de şehit düşen 3 MKP-HKO kadro ve gerillası ile Ceren Ayfer Karatepe yoldaşın anma etkinliği yapıldı. Kısa bir sunum ile başlatılan anma etkinliği Ceren yoldaşın en sevdiği parça olan “Kendine iyi bak” ile devam ettirildi. Sloganlar eşliğinde anma etkinliği sonlandırıldı.
Aynı gün kadın ve erkek yoldaşların katılımını içeren Kadın faaliyetçilerin organize ettiği “Toplumsal Cinsiyet ve şiddet” konulu bir panel çalışması yapıldı. Kadın sorunu, toplumsal ilişkilerde kadının ezilmişliği, bunun tarihsel kökenleri, bugün için yansıyış biçimi, inceltilmiş düzeylerde ortaya çıkan haller, erkek egemenliğinin toplumsal ilişkiler içindeki yıkıcı ve yıpratıcı sonuçları, devrimci ve komünist harekette etkileri üzerine bir sunum yapıldı. Özellikle erkek arkadaşların kadın sorununa bakış açısının da ortaya çıkarılmasını amaçlayan etkinliğe ilgi ve katılım oldukça olumlu düzeydeydi. Yapılan geniş çaplı sunumdan sonra canlı ve verimli bir tartışma ortamı oluşturuldu. Sorunlar çözüm yolları ve kadınların yaşamın her alanında özne olması gerekliliği üzerine duran katılımcılar, kırılması ve mücadele edilmesi gereken egemenlik biçimlerinin yaşamdaki yansımalarını canlı örneklerle ortaya koydu. Soru cevap kısmıyla devam eden etkinlik verimli bir sonuç üreterek sonlandırıldı.
3 Ağustos Perşembe günü ise kampta ortak eğlence ve veda etkinliği düzenlendi. Kamp bileşenlerinin yoğun katılımı ile gerçekleşen etkinlikte anlamlı sohbetler, kampa dair değerlendirmeler ve ortak söylenen şiir, türkü ve marşlar damga vurdu. Özellikle çekilen coşkulu halaylar kamp faaliyeti boyunca eğitimlerde ortaya çıkan yorgunluğun kamp bileşenlerine yansımadığını gösterdi. Kamp süresince yaşanan kaynaşma final olan eğlence ve veda etkinliğinde kendisini daha net gösterdi. Yoldaşlaşma, mücadeleye bu ruh haliyle daha güçlü sarılmanın zeminini yaratmaya çalışan kampın bu amacı ciddi düzeyde gerçekleştirdiği gözlemlendi.
4 Ağustos günü ise kısa bir kamp değerlendirmesi yapıldı. Kamp bileşenlerinin oldukça memnun olduğu, kolektif yaşama dair eksikliklerin her kamp faaliyetinde olduğu gibi burada da yansıdığı, ancak böylesi doğrudan yoldaşların bir birine temas ettiği faaliyetlerin öneminin ve değerinin bir kez daha hissedildiği vurgulandı. Özellikle sanala odaklı inşa edilmeye çalışılan yaşam tarzından canlı, üretken, birlikte paylaşmaya dayanan böylesi faaliyetlerin ciddi bir eğitim anlamına geldiği ifade edildi. Beklentilerin üzerinde bir verimin olduğu kamp bileşenlerinin önemli bir kısmı tarafından ifade edildi. Önümüzdeki süreçlerde yapılacak böylesi faaliyetlerde çıkarılması gereken derslerde kamp komitesine eleştiri olarak sunuldu.
Kamp faaliyeti boyunca Kadın ve Gençlik çalışma grupları belirledikleri planlamayı hayata geçirmeyi başarmıştır. Özellikle gençlik açısından oldukça verimli bir faaliyet süreci yaşanmıştır. Eğitim konuları temel teorik, ideolojik ve örgütsel meseleleri içermiştir. Bu anlamda dünyaya bakış açımız, iktidar mücadelesindeki yerimiz ve örgütlenme deki tarihsel önderlik sorumluluğumuz üzerine eğitimler yapılmıştır. Kamp faaliyeti boyunca ergen yaş kategorisindeki gençlik ile bir üst yaş kategorisinde ki gençlik ayrıştrılmış aynı zamanda ortak paydaları içeren faaliyetler konulmuştur. Bu anlamda iki yaş kategorisi oluşturularak eğitim programları belirlenmiştir. Özellikle ergen yaş kategorisindeki yoldaşların yaşadıkları özgün kültürel, sosyal sorunlar ve geçiş sürecine ait özellikleri göz önüne alınarak belli eğitimler planlanlanmıştır. Bu gençliğin kamp bileşenleri üzerinde gerçekleştirdiği kimi anket çalışmaları özellikle dikkat çekmiştir. Kültürel şekillenişe dair çalışmayı içeren bu çalışmanın sonuçları da ilgi çekici olmuştur. Kadın çalışması ise kadın örgütlenmesinin sorunları, kadın hareketlerinin açmazları ve kitle örgütü anlayışımız üzerine yoğunlaşmış çalışmalar yapmıştır. Bu çalışmalara ilginin oldukça yoğun olduğu gözlemlenmiştir. Belirlenen zaman dilimlerinin aşıldığı verimli ve faydalı tartışmalar yapılmıştır.
Kampımız da Basın-yayın komitesi Sporos Postası (umut Postası) adlı bir pano-duvar gazetesi oluşturmuştur. Kampın duvar gazetesinin ismi yunanca seçilmiştir. Bundan sonra kampın olduğu ülkeye ait dilden bu duvar gazetesinin yapılması anlayış bazında konulmuştur. Dokungaç adlı mizah köşesi, günlük önemli haber akışları “on maddede güne bakış” isimlendirmesiyle, ilanlar ve kimi çalışmalar bu gazetede yerini almıştır.
Kampımız boyunca sürpriz ziyaretçilerimiz de olmuştur. Türkiyeden ziyaretçiler yanında başka siyasi yapıdan arkadaşlarımızın varlığı ve kamp çalışmalarımıza kattığı renk vurgulanmadan geçilmemelidir.
Bir ilk olan Partizan Eğitim ve Tatil kampı yoğun eğitim programları verimli bir tatil havasında kolektif ruh ve birlikte olmanın keyfiyle geçmiştir. Yoğun sohbetler yanında, keyifli eğlencelerde spontane gerçekleşmiştir. özellikle YKP/ML’ni’ Militan Gençlik örgütlenmesinin kamp alanımıza yakınlığı enternasyonal dayanışmayı, karşılıklı deneyimlerin paylaşılmasını ve daha coşkulu bir ruh halinin oluşmasını sağlamıştır. Kampımıza bu durumun önemli bir motivasyon kattığını, örgütlü bileşenimizin bu etkileşimden ciddi oranda deneyim çıkardığı görülmüştür.
Kampın son iki gününde veda edenlerle yaşanan ayrılık hüzünlü ve çok güzel duyguların oluşmasına neden olmuştur. Kamp bileşenlerinin kampın iki haftalık olmasının yetersizliğine vurgu yapması kampımıza dair olumluluğun izleri olarak görülmelidir. Yoldaşlığı yeniden üreterek, Yurt Dışında tüm manüplasyonlara rağmen Partizan örgütünün doğrudan örgütlü gücüyle uzak mesafeleri ve tüm olumsuzlukları aşarak kitleselliği beklentilerin üzerinde olan, 130 kişilik bir kamp faaliyetinin, içinden geçtiğimiz süreçte önemi ve anlamı oldukça fazladır. Yurt Dışı örgütümüzün sürecin tüm olumsuzluğuna rağmen Partizan iradesinin etrafında kenetlenerek içinden geçtiğimiz sürecin zorluklarını aşarak Partizan örgütünü daha da güçlendirmesinin zemininin ne kadar fazla olduğu görülmüştür. Bu anlamda moral ve motivasyonu yüksek bir kamp faaliyeti başarıyla tamamlanmıştır.