Partizan tarafından her yıl Munzur Kültür ve Doğa Festivali döneminde örgütlenen köy çalışmaları bu sene de gerçekleştirildi. Dersim coğrafyasına dönük kapsamlı saldırıların gerçekleştiği bir dönemde yapılan ajitasyon/propaganda ve örgütlenme çalışmaları Merkez, Mazgirt, Nazımiye, Hozat, Ovacık ve Çemişgezek ilçelerinin merkezlerinde ve köylerinde yoğunlaştırıldı. Bu çalışmalarda Dersim’in doğasına ve kültürüne yönelik saldırılar, savaşın ve devletin halk üzerindeki baskılarının yanı sıra sosyal, kültürel ve ekonomik sorunların teşhiri yapıldı. Tüm saldırılara, yok saymaya ve diz çöktürmeye karşı Dersim’in direniş geleneğini ve mücadeleci kimliğinin korunarak örgütlü mücadelenin önemine vurgular yapıldı. Kitle çalışmaları boyunca yapılan sohbetlerde halk; devrimci mücadelenin gerilemesinin; baskıların, doğaya saldırıları ve yozlaşmanın önünü açtığını belirterek sorunların ancak devrimci mücadelenin gelişmesiyle aşılabileceği belirtti.
Örgütlenme ve mücadele çağrılarından, Dersim halkına dönük saldırıların teşhirinden korkan devlet, çalışmalar boyunca Partizan faaliyetçilerini engellemeye dönük olarak; gözaltı, GBT dayatması, takip tacizlerini sürdürmesine karşın sonuç alamamış ve çalışmalar halkın da sahiplenmesiyle yaygın bir biçimde devam etmiştir. Gazete ve bildiri dağıtımlarının yanı sıra müzik dinletileri ve köy toplantıları ile de çeşitli gerekçelerle ertelenen festivalin yerine alternatif etkinlikler örgütlendi. Grup İsyan Ateşi’nin ezgileriyle bir araya gelen kitle coşkulu bir biçimde marşlara eşlik etti.
Çalışmalar boyunca ayrıca Proletarya Partisi saflarında Yeni Demokratik Devrim mücadelesinde ölümsüzleşen şehitlerin mezarları da ziyaret edilerek anmalar yapıldı.
ÇEMİŞGEZEK
Çevre ve doğaya yönelik saldırıların güncelliğini koruduğu Çemişgezek’in köylerinde gerçekleştirilen çalışmalar ile doğaya ve yaşam alanlarına dönük saldırıların teşhiri yapıldı. Özellikle bu köylerdeki çalışmadan bir gün önce AKP’li bir milletvekilinin gelmesi köylülerinin tepki gösterdiği bir durum oldu. AKP’li milletvekilinin gelişini “utanmazca” değerlendiren köylüler milletvekilinin yaptığı konuşmada maden ile ilgili sorulardan özellikle kaçındığını onun yerine şoven ve hamasi ifadelerle köyün esas sorunlarını geçiştirildiğini vurguladı. Sorunu yaratan zihniyetin sorun çözemeyeceğinin altını çizen Çemişgezek köylüleri ziyaretten rahatsız olduklarını belirtti. Köylülerle yapılan sohbetlerde yaşam alanlarına dönük saldırılarla insansızlaştırmanın hedeflendiği ifade edilirken bu saldırılara karşı tek çözümün örgütlü mücadele ile örgütlenmek olduğunun altı çizildi.
Çemişgezek köylerinde “Sulama Göleti” projesi ile ilgili olan sorun yakıcılığını koruyor. Köylüler ilk günden itibaren söz konusu projeye tepki gösterirken tarım sulaması olarak sunulan proje ile zaten ekilen arazinin 4/3’ünün sular altında kalacağını bunun da hiçbir şey ifade etmeyeceğini belirttiler. Projenin bu anlamıyla rant olduğunun bilincinde olan köylüler, hem hukuki hem de fiili direniş sürecinin örgütleyeceklerini belirttiler. Bölgenin büyük bir alanı devlet tarafından maden sahası olarak belirlenmiştir. Köylüler tarafından eğer bu bölgede maden çıkarma projesine başlanırsa hayvancılıkla geçinen köylülerin mera alanlarının yok olacağı ve hayvancılığın biteceği belirtildi. Munzur Festivali’nin de iptal edilmesiyle ilgili yapılan sohbetlerde festival süreci ile doğaya ve kültüre dönük saldırılara güçlü yanıtların örgütlenebileceği ifade edildi. Çemişgezek’in köylerinde gerçekleştirilen çalışmalar Grup İsyan Ateşi’nin ezgileri eşliğinde sona erdi.
HOZAT
Hozat’ın Segedik Köyü’nde yapılmak istenen gölet projesine karşı Segedik halkına çevre ve doğaya dönük saldırıları teşhir etmek için çalışmalar başlatıldı. Hozat Merkez ve civar köylerinde gerçekleştirilecek faaliyet, Hozat Merkez girişine kadar birçok kontrol noktaları kurularak engellenmeye çalışıldı.
Dersim merkezden Hozat’a geçmek isteyen Partizan faaliyetçileri üç ayrı noktada polis ve jandarma tarafından durdurularak GBT ve araç kontrolü bahanesiyle baskı altına alınmaya çalışıldı. Polis ve jandarmanın iki ayrı kontrolünde “sorun yok, geçebilirsiniz” denilerek izin verilen araç, Hozat girişinde ise belgeleri eksik denilerek bağlandı.
Dersim’de özellikle bu aylarda on binlerce insan yolculuk yaparken Partizan faaliyetçileri için özel noktalar kuruldu. Hozat yönüne Dersim çıkışında normalde kontrol noktası olmazken GBT uygulanan Partizan faaliyetçilerinin yolculuk yaptığı aracın şoförüne de baskı yapıldı. Dersim çıkışının ardından Hozat-Çiçekli yolu üzerinde su deposu mevkiinde Partizan faaliyetçilerini durduran jandarma da aynı şekilde GBT ve sözlü tacizle baskı kurmaya çalıştı. Her iki kontrolde “sorun yok” denilen araç bu sefer Hozat girişinde polisler tarafından durduruldu. Yine normalde kontrol noktası olmayan bir yerde yapılan keyfi uygulamada araç kontrolü adı altında arama ve GBT yapıldı, şoföre ise “Sen bunları al, geri Dersim’e götür” baskısı yapıldı. Partizan faaliyetçileri keyfi olarak bekletilmelerine ve polis tacizine tepki gösterirken kontrol noktasındaki sivil polisler “bu uygulama size özel” diyerek niyetlerini de açık etti.
Tüm bu keyfi uygulama ve baskıyla sonuç alamayan polisler belgeleri eksik diyerek aracı bağladı. Hozat ilçe merkezine yürüyen Partizan faaliyetçileri, yol üstünde de polisin kamera çekimi tacizine maruz kaldı.
Daha sonra Hozat’tan köylere gitmek isteyen 5 faaliyetçisi ilçe çıkışında gözaltına alınarak Hozat Karakolu’na götürüldü.
Tüm engellemelere ve baskılara karşı Hozat Merkez’e yürüyerek ulaşan Partizan faaliyetçileri Hozat Segedik’e yapılacak olan gölet projesinin teşhirini yapmakla beraber özellikle Hozat’ta artan yozlaşma ve devletin ağır baskısına karşı Hozat esnafı ve halkına örgütlenme çağrıları yaptı. Burada kitle ile yapılan sohbetlerde öne çıkan bir diğer konu da yozlaşma oldu. Hozat’taki gençlerin giderek yozlaştığı, sistem tarafından yoğun bir saldırı altında olduğu belirtildi. Uyuşturucu kullanımının 10-12 yaşa kadar indiği, özellikle uyuşturucu teminatının polis-asker aracılığıyla yapıldığı belirtildi.
Hozat’taki gazete dağıtımı ve sohbet esnasında sürekli polis taciziyle karşı karşıya kalınarak, abluka altında çalışmalar kararlılıkla sürdürüldü. Özellikle polisin kamera ile gerçekleştirmek istediği gizli çekimler engellenerek, halkın üzerindeki bu baskı kırıldı. Daha sonra çalışmanın yürütülmesini tamamen engelleme girişiminde bulunan polis, “gözaltı kararınız var” denilerek Hozat Merkez’de keyfi bir gözaltı saldırısı gerçekleştirmek istedi. Bu saldırıya karşı ajitasyonlarla saldırı girişimi teşhir edildi. Halk, bu saldırı girişiminin keyfi olduğunu söyleyerek gözaltı girişimini engellenmeye çalıştı. Halkın desteği ve Partizan faaliyetçilerinin kararlı duruşu karşısında geri çekilen polis gözaltı gerçekleştiremedi.
Segedik Köyü’nde yapılacak olan gölet projesinin teşhiri üzerinden yapılan propagandanın yanı sıra devrimci mücadelenin gerilemesiyle birlikte Hozat özelinde psikolojik savaşın yoğun biçimde uygulanarak halkın sindirilmeye çalışıldığı gözlemlendi.
Hozat Merkez’in yanı sıra köylerinde de gerçekleştirilen gazete ve bildiri dağıtımlarıyla örgütlenme çağrıları yinelendi. Munzur Doğa ve Kültür Festivali’ne dair köylülerle yapılan tartışmalarda özellikle festivalin uzun zamandır kuruluş amacından uzaklaştığını ve tamamen rant odaklı olmasından rahatsız olduklarını belirttiler. Son yıllarda yapılan festivallerin içeriğinin boşaltılmış olduğunu dile getiren köylüler, kültürlerinden uzaklaştırıldığını ve gittikçe yozlaşmanın arttığından bahsettiler.
Köylülerin meralarda hayvanlarını otlatmak istediklerinde ise engellemelerle karşılaştıklarını belirten köylüler devletin kendilerine izin vermediğini bunun yerine dışarıdan gelen yaylacıların yerleştirildiği belirttiler. Dışarıdan gelen yaylacıların da buraları kullanarak köylülere izin vermediklerinden şikayetçi olduklarını belirttiler. Bu yaylacıların arasında bulunan korucuların köylüleri tehdit ederek, “bizim arkamız sağlam, bize bir şey olmaz” diyerek köylülerin meralarda hayvanlarını otlatmalarına izin vermediğini söylediler. Birçok köyde de görüldüğü üzere özellikle bu alanlarda devrimci mücadelenin gerilemesiyle birlikte yaşanan boşluklara sistemin sızdığı gizli koruculuk, işbirlikçilik ağıyla buraları yoğun bir biçimde doldurmaya çalışması sohbetlerde öne çıktı. Özellikle bu sızmalarla birlikte devrimcilere saldırıların ivmelendiğinin altı çizildi. Bu baskılarla bölgenin “insansızlaştırılmaya” çalışıldığı belirtilerek halkın toprağına ve mücadeleci köklerine sıkı sıkıya sarılmasının ve örgütlenmesinin bu saldırıya barikat olacağının vurgusu yapıldı.
OVACIK
Ovacık köylerinde gerçekleştirilen çalışmalarda bölgede bir dizi çelişki ve sorunun biriktiği gözlemlendi. En önemli ve güncel sorunlar arasında ise devrimci mücadelenin geriye düşmesinden kaynaklı yaşanan kültürel, sosyal ve siyasi yozlaşmanın yoğun bir biçimde yaşandığı halkın bundan rahatsızlık duyduğu ifade edildi. Çalışmaların yürütüldüğü köylerdeki halk, devrimci çalışmaları oldukça sıcak ve içtenlikli bir biçimde sahiplendi. Çalışmaları yürüttüğümüz alanlardaki köylülerin buralardaki devrimci mücadeleye dönük faaliyetlerin ve görünürlüğün olması gerekliliği üzerinden olumlu tartışmalar gerçekleştirildi.
Ovacık Gözeleri’nde yapılan toplu bildiri ve gazete dağıtımlarıyla “peyzaj düzenlemesi” denilen saldırının teşhiri yapıldı. Munzur Gözeleri’ne yapılmak istenen peyzaj düzenlemesinin kültüre ve doğaya dönük bir saldırının olduğu, tamamıyla rant içerikli olması üzerinde tartışmalar yapıldı. Bu tartışmalarda ortaklaşan konular ise gölet, HES, maden aramaları gibi birçok rant girişimlerine karşı mücadelenin örgütlenmesinin üzerinde duruldu.
Ovacık köylerinde yapılan çalışmalar Grup İsyan Ateşi’nin seslendirdiği coşkulu ezgiler eşliğinde sona erdi.
NAZIMİYE
Nazımiye köylerinde yapılan çalışmalarda özellikle baraj bölgesi köylerinin yaşadığı kuraklık sorunu öne çıktı. Pembelik Barajı’na karşı bu köylerin direnişi sonuç vermemiş baraj bugün “4’lü çete” adı verilen şirket tarafından inşa edilmişti.
Geçimlerini tarım ve hayvancılıktan sağlayan köylüleri bu yıl su sorunu yaşamaktadır. Pembelik Barajı’nın yapımıyla beraber barajın altında kalan tarım arazileri ve evlerin ardından bölgede yaşayan köylülerin üretimden uzaklaştığı görüldü. Üretim için gerekli olan koşullar (su, arazi, iklim) mevcut olmadığı için köyden göçler yaşandığı ifade edildi. Dersim bölgesine yapılan barajlar, maden ve taş ocakları, orman yakmalarıyla beraber ekosistemde büyük farklılıklar oluşmuş ve köylüler üretimin dışına itilmiştir. Dersim’i insansızlaştırma girişimleri bu süreçte hızını arttırmıştır. Su sorunu bu denli kendini hissettirirken Nazımiye köylüleri tarafından yapılan eleştiri ve özeleştirilerde; sorunlara karşı köy bileşenlerinin birlikte hareket edemediği, devrimci mücadelenin gerilemesinin de bunu etkilediğini belirtildi. Devrimci müdahalenin gerekliliği üzerine sohbetler edilerek Armenak Bakır’ın devrimci karakteri ve bölgeye etkisine dair anlatılar yapıldı. Dersim genelinde gençler üzerinde devlet eliyle gerçekleştirilen yozlaştırma politikalarının sebepleri üzerine tartışılırken örgütlenmenin gerekliliğine dair vurgular yapıldı. Gazete ve bildiri dağıtımının ardından Grup İsyan Ateşi tarafından konser etkinliği yapıldı. Partizan tarafından konuşma yapıldı. Yapılan konuşmada Dersim halkına ve doğasına dönük saldırılara karşı bir arada olmanın önemine vurgu yapılırken örgütlenmeye çağrılar yapılarak etkinlik sonlandırıldı.
MAZGİRT
Mazgirt ve köylerinde yapılan kitle çalışmalarında örgütlenme ve mücadele çağrıları yapılırken doğaya dönük saldırılarla birlikte bu köylerde açığa çıkan kuraklık sorunu yakıcı olarak hissedildi. Temel geçim kaynağı olarak hayvancılık ve bostan ile uğraşan köylüler suya erişimde ciddi sorunlar yaşandığı gözlemlendi. Burada köylülerle yapılan sohbetlerde bu kuraklığın sebebinin sistemin doğaya dönük saldırıları (HES, JES, barajlar) olduğu belirtilerek doğanın ve yaşam alanlarının savunulması için örgütlü mücadelenin gerektiği belirtildi.
Bu bölgedeki köylerin insansızlaştırma politikaları sonucu çok fazla göç vermesinden kaynaklı genel olarak yaşlıların yoğun yaşadığı gözlemlendi. Yaz olmasından kaynaklı göç etmiş aileler genel olarak köylerine yazı geçirmek üzere dönüyorlar. Yaz mevsiminin büyük bir kısmını burada geçiriyorlar. Bu bölgede gerçekleştirilen çalışmalarda insansızlaştırma politikalarının devletin 38’den bu yana “çıban başı” olarak gördüğü Dersim’de uzun bir dönemdir sürdüğü belirtilerek festivalin tam da bu politikaya karşı örgütlendiği bugün de bu temel üzerinden örgütlenmesinin önemli olacağı vurgulandı. Festivalin “eğlence” olarak değil Dersim halkına dönük saldırılarda politik bir karşı çıkış olduğunun altı çizilerek Partizan olarak bu temelde ve hedefte bir festival örgütlenmesinde çaba harcanacağı vurgulandı. İlkesiz, hedefsiz ve yönü belirsiz bir festivalin Dersim halkının sorunlarına yanıt olamayacağının vurgusu yapılarak “Festival Dersim halkının örgütlü ve güçlü bir tepki, mücadele sürecidir” denildi.
Çalışmanın son günü Hozat Amutka bölgesinde askeri operasyon sonrası çıkan yangının söndürme çalışmalarına dahil olmak isteyen Partizan faaliyetçileri ve diğer demokratik kitle örgütlerinin önü Hozat girişinde kesildi. Çeşitli gerekçelerle halkın ve demokratik kitle örgütlerinin önünü kesen devletin bu tutumu barikatlar önünde teşhir edildi. Hozat merkezde de ajitasyonlarla teşhiri yapılan orman yangınına karşı duyarlılık çağrıları yapılarak çalışmalar sonlandırıldı.