Dersim:17.Munzur Kültür ve Doğa festivalinin Valilik tarafından yasaklanmasına ilişkin bir açıklama yapan Festival Tertip Komitesi; ‘’Munzur Kültür ve Doğa Festivalimizin yasaklanmasına karşı; Dersimin dostlarını, Dersimin dil, kültür ve toplumsal dokusunun özgünlüğünü şiire, notaya, romana, resme, felsefeye, sosyolojik kurama ve tarihsel hafızaya aktarılmasının bilincine sahip tüm aydın, sanatçı, bilim adamı ve doğa savunucularını festivale geliş kararlarını, isteklerini ve planlarını ertelemeden Dersim halkıyla buluşmaya, Dersim halkının misafirleri olarak baş göz üstünde kabul edilmeye çağırıyoruz. Festivalimiz halkımız ve dostlarımız tarafından daha güçlü bir sahiplenmeyle yaşamaya devam edecektir’’ dedi.
Yapılan açıklama şöyle:
“Festival halkındır halkın kalacak, OHAL ve Barajlara Hayır” içeriğiyle Dersim ve Dersim dışında örgütlü bulunan tüm demokratik kurum ve kuruluşlar tarafından planlanan ve programı kamuoyuna sunulan Munzur Doğa ve Kültür festivalimizin 17.sini gerçekleştirme arifesindeyken il merkezinde yapacağımız festivalimizin Tunceli Valiliği tarafından yasaklandığını kamuoyuyla paylaşmıştık. Bununla birlikte 17. Munzur Doğa Kültür Festivali kapsamında ilçelerimizde gerçekleştireceğimiz festival programı için çalışmalarımızı sürdürdük. Fakat Tunceli Valiliği ilçe belediyelerimizin yapmak istediği festival programına müdahale ederek kendine göre dizayn etmeye çalışmıştır. Bunun üzerine ilçe belediyelerimiz bu müdahaleyi kabul etmeyerek festival programlarını yapamayacak duruma gelmişlerdir.
Festival yasağının ilçeleri de kapsadığını söylediği gün, Malatya, Elazığ, Bingöl gibi illerden araçlarla Dersim merkeze getirilen gruplarla “teröre karşı” bir gösteri yapılmıştır. Bu gösterinin vitrininde CHP’nin olduğu, sponsorunun da AKP’nin olduğu ve çok az sayıda kişinin katıldığı göstericilerden oluşan ve Dersim halkının icabet etmediği bu provakatif ve manipülatif eylemde CHP Tunceli milletvekilinin başrol oynaması ise iktidarın yönetim tarzına uygun olmuştur. Kılıçdaroğlu’ nun iktidardan ve devletten gelen adaletsizliğe dikkat çektiği bir dönemde CHP Tunceli milletvekili bu ibreyi ters yöne çevirerek Kılıçdaroğlu’nun dikkat çektiği gerçeklere ters düşmüş ve boşa düşürmüştür. Dışarıdan getirilip gösteri yaptırılanın güvenliğini almakta hiçbir fedakârlıktan kaçınmayan devlet, il ve ilçelerimizde yapılacak olan festivallere risk tanımını nerede yaptığı belli olmayan bir güvenlik gerekçesi söylemiyle yasaklamıştır. Bizler Dersim halkı olarak ilimiz ve bölgemizde yaşanan çatışmaların nedenini ortaya koymadan, çözüm önerileri sunmadan bu ölümlerin önüne geçilemeyeceğini biliyoruz. Festivalimiz tamda bu nedenle Halklarımızın bir arada, eşit ve özgür koşullarda yaşaması için yapılan bir organizasyondur.
Bütün bunların gösterdiği şey şudur ki, Devlet dersim halkı ve doğası üzerindeki bu manipülasyon uygulamalarına bütün hızıyla devam etmektedir.
17. Munzur Kültür ve Doğa Festivalinin yasaklanma nedenini anlamak için Dersimlinin ne istediğini bilmek gerekir!
Dersim halkı yaşamı, kendi kültürü, inancı ve doğasıyla ilişki bütünlüğünde içselleştirmiş bir halktır. Bu özgünlük tarihten, binyıllar öncesinden gelen bir yaşam kültürüdür ve devletin bu özgünlüğe saygı göstermesini beklemektedir. Dersimliler suyuna baraj yapılmasını ayak bileklerine vurulmuş pranga; ormanlarının yakılmasını evine, tenine düşürülmüş ateş; doğasındaki herhangi bir canlının avlanmasını kutsalına karşı girişilmiş suikast ve kültürel-sosyal ilişkilerine getirilen baskı ve yasağı “insan-ı kamil”de yücelttiği varlığına uygulanan zulüm olarak görür. Devletin görmek istemediği bu gerçek, onun Dersim’i insansız görme hülyasının sonucudur. Ama Dersim’de bir halk yaşamaktadır ve tümüyle devlettin saldırısı altındaki haklarını tanımlarken de gayet açık davranmaktadır. Bu haklar kendini ifade etme hakkı, yaşama hakkı, doğasına suyuna ve kutsalına girişilen kıyıma karşı yaşam alanlarını savunma hakkı, kendi yurdunda herkes gibi özgürce seyahat etme hakkıdır. Bunlar olduğunda ne devletin ihtiyaç duyduğu kale kollar, beton bariyerler ve her gün milyonları yutan savaş ısrarı ne de yüz binlerce insanın kapatıldığı zindanlar kalmayacaktır.
Çünkü Dersim halkı yaşamı herhangi bir canlının karnını doyurması olarak değil, insanın bütün özelliklerini içine aldığı bir yaşam olarak görüyor: fikrinin dilinin, inancının, kültürünün yasaklanmasına tepki duyuyor. Dersimliler şairde olmak istemekte, ressam da; öğretmende olmak istemekte doğa ve yaşam ortamıyla uyumlu tüketicide; politikacıda olmak istemekte dervişde ama en çok insanı toplumu ve geleceği kavrayışına uygun bir yönetim ve toplumsal sistem talep ederken, bu hakkın yönetenler kadar yönetilenler içinde bir hak olduğunun bilincini taşımaktadır. Okumaya, araştırmaya, incelemeye yatkınlığı buradan gelen halkımızın kültürel sosyal faaliyetler, şenlikler festivaller tertiplemesinin temeli budur. Bunun için de suyunun bent, canlı yaşamının bomba kurşun ve ateş yemesini istememektedir. Dersim budur ve devletin ona uyguladığı zulmün nedeni de budur.
Bu koşullar içinde yaşayan ve tam on altı yıldır sanatsal ve sosyal bir şölen olarak gerçekleştirdiğimiz Munzur Kültür ve Doğa Festivalimizin yasaklanmasına karşı; Dersimin dostlarını, Dersimin dil, kültür ve toplumsal dokusunun özgünlüğünü şiire, notaya, romana, resme, felsefeye, sosyolojik kurama ve tarihsel hafızaya aktarılmasının bilincine sahip tüm aydın sanatçı, bilim adamı ve doğa savunucularını festivale geliş kararlarını, isteklerini ve planlarını ertelemeden Dersim halkıyla buluşmaya, Dersim halkının misafirleri olarak baş göz üstünde kabul edilmeye çağırıyoruz. Festivalimiz halkımız ve dostlarımız tarafından daha güçlü bir sahiplenmeyle yaşamaya devam edecektir.”